11 Ağustos 2019 Pazar

Çocuğunuzla neden TUBITAK Ulusal Uzay Gözlem Şenliği'ne gitmelisiniz?



Bu yıl 22.si duzenlenen uzay gözlem şenliğinden nasıl olup da 21 yıldır haberim olmadığını düşünüyor ve şaşırıyorum. Bir arkadaşımın haberdar etmesi üzerine bu yıl başvuruda bulundum ve oglumla birlikte katılmaya hak kazandık.

Şenlikte yaklaşık 2000 kisi, Antalya Saklıkent'te Bakırlıtepe yerleskesi yakınlarında 3 gece 4 gün çadırlarda konakladık.  Süreci özetlemek gerekirse, gündüz; sunumlar/söyleşiler, çeşitli illerden bilim merkezlerinin ve gençlik il spor müdürlüklerinin tanıtım standlarındaki etkinlikler ve Tubitak'in oluşturduğu atölyeler düzenlenirken, akşam; 8-9 arası uzay gözlemi, tekrar bir sunum/söyleşi ve 23.00-04.00 arası gece uzay gözlemi yapılıyordu.

Sunumlar ve Söyleşiler

Ege ve Dr.Umut YILDIZ 
Sunumları yapanlar arasında Türkiye'den çok değerli alan hocaları, amatör ve uzman astronomlar ile NASA'dan astrofizik alanında çalışan Dr. Umut YILDIZ, Polonya'dan astrofizik alanında çalışan Dr. Tuğçe Şener vardı. Sunan hocalarla gün içinde yemek kuyrugunda, kafede sohbet etmek çok keyifliydi. Sunumların yarımşar saatlik olması sıkılmayı önlemesi açısından isabetli olmuş ama sayıca çok fazla sunum olması hepsine katılmayı zorlaştırdı. Bu denli çok sayıda sunuma ihtiyaç var mıydı bilemiyorum doğrusu.

Aramızda amatör astronomlardan, astronominin ne olduğunu öğrenmek için gelenlere; 70 yaşından 8 aylik bebeğe kadar çok farklı yaşlarda katılımcılar vardı. Sunumlar daha çok astronomi hakkında ön bilgisi olan ve amatör olarak bu konu ile ilgilenenlere hitap ediyordu. İkinci gün öğlen yapılan "Astronomi nedir ve ne işe yarar" sunumu ilk gün ilk sunum olsaydı benim gibiler için cok iyi olurdu zira yapılan sunumları dinlerken sürekli aynı soru aklımdaydı: "Astronomi ne ki?"

Dr. Tuğçe ŞENER
Dr. Umut YILDIZ (söyleşi)
Kisacası bu konuyla ilk kez ilgilenenler ve çocuklar sunumlarda biraz ıskalanmış dersem haksızlık etmiş olmam sanırım. Öyle ki bazı sunumlarda sinüs, kosinüsten bahsedilip, istatistiksel bazı hesaplamalar dahi anlatıldı. Dikkatimi dağıtmadan dinlemeye gayret ettim ama öyle zamanlarda "acaba ben  uzay bilim kongresine mi geldim?" diye düşündüğümü hatırlıyorum. Söyleşiler sunumlara oranla daha ilgi çekiciydi benim için, belki daha kolay anladığımdandır. Bu şenliğe gitme amaçlarımdan biri oğlumu yeni bilim alanlarıyla tanıştırmaktı. Ancak sunumlar ağır olunca astronomiyi sıkıcı  bulmasından endişe ettim gerçekten. 

Nacizane önerilerim:
  • Sunumların sayısının azaltılarak, içeriklerinin sadeleştirilmesi ve dilin basitleştirilmesi. 
  • Çocukların ilgisini çekecek tarzda hazırlanan sunumların yetişkin sunumlarından ayrı planlanması.
Olumsuz eleştiriyi okuyunca kötü bir etkinlik olduğu hissine kapılmış olabilirsiniz, eleştirim sizi yanıltmasın. Hemen belirtmeliyim ki sunumlardan "vay be" dedirten şeyler öğrendim, astronomi ve uzay çalışmaları ile ilgili bir temel oluşturdum ve gündemi yakaladığımı hissettim (sadece bunları anlamadığım pek çok bilgi içinden ayıklamak zahmetli oldu 🤯). Şenlik kesinlikle benim ve oğlumun iyiki gittik dediğimiz bir etkinlik oldu. Öyle ki seneye hem "Tubitak Uzay Gözlem Şenliğine" hem de "Ethem Derman Hocayla Gökyüzü Gözlem Etkinliklerine" başvuracağız. Umarım bu sefer tam kadro gidecegiz ve yine umarım gitmeden önce şenlikten adığımız kitapları da hatim etmiş olacağız .

Tanıtım standlarındaki etkinlikler:

Farklı illerden gelen organizasyonlar çeşitli etkinlikler yaptılar. Günümüzü değişik etkinlikler deneyerek geçirmek bizim için çok hoştu. Gerçi uzay gözlem şenliği Tubitak atölyelerinde su roketi, güneş saati gibi etkinlikler yapılırken, bizim hic alakasız şekilde bileklik örme, taş boyama ile daha çok ilgilenmiş olmamız da ironikti ama yine de oğlumla aynı anda yeni şeyler denediğimiz bu etkinlikler en keyif aldığımız anlardan oldu.





Tubitak Atölyeleri
                                       
Bu atölyelerde uzay temalı etkinlikler yapıldı. Bu ve yukarıda adını andığım diğer etkinlikler 3 gün boyunca sürekli düzenlendi. Yani çocukların isteyip de katılamaması söz konusu değildi. Su roketi yapımı, ahşaptan uçak yapımı, gezegenlerin dizilişi ile ilgili etkinlikler, güneş takvimi, apollo uzay mekiği maket yapımı gibi çalışmalar bu atölyelerdeki etkinliklerden bazılarıydı.


Uzay Gözlemleri

Teleskopla gezegen ve yıldızları seyrettiğimiz anlar, en merakla beklediğimiz anlardı. Çadır komşularımızla gece uzay fotoğrafı çekme konusunda kah yardımlaşarak kah yarışarak geçirdigimiz uzun saatler de soğuğa rağmen eğlenceliydi. 2000 kisilik etkinlikte teleskop başında cok uzun saatler bekleriz ve rahat rahat bakamayız diye düşünüyordum ama korktuğum gibi olmadı. Aslında gözlem 15 teleskopla sabah 4'e kadar sürdüğünden zaman oldukça yeterliydi, tabii soğuğa ve uykusuzluga dayanabilirseniz. Şenliğin ikinci gününde gök gürültülü yağmurlu hava nedeniyle pek çok katılımcı da erken ayrılınca kamp gerçek bir şenlik oldu.

Gözlemler sadece teleskopla gökyüzüne bakmakla sınırlı değildi. Gözlemler sırasında astronomi öğrencileri gök cisimleri konusunda bilgiler verdi, yıldızlarla ilgili mitolojik hikayeler anlattı ve farklı dönemlerde yıldızlara yüklenen misyonlardan bahsettiler. Gündüz her türlu sorun, soru ve ihtiyacımızla ilgilenen, etkinliklerde gorev alan; gece teleskopların başında sabaha kadar şevkle bizlere gök cisimleri hakkında bilgi veren astronomi öğrencilerine hayran kaldım.

Jüpiter, Satürn, Fenerbahce Yıldızı, yaz üçgenini oluşturan ve gök cisimlerinin yerini bulmada nirengi noktaları olarak kullanılan Vega, Alteir ve Deneb yıldızları, Andromeda Galaksisi, Ay, Uluslararası Uzay Istasyonu, M13 Herkül küresel yıldız kümesini gözlemledik. Umarım isimleri doğru hatırlamışımdır. İçimizden şanslı olanlar bunlardan bazilarinin fotolarini çekmeyi başarabildi.


Telefonum izin vermediğinden ben gökyüzü çekimi yapamadım ama ilgilenenler için nasıl yapılacağına dair notumu düşeyim:

  • Telefon kameranızın  profesyonel sekmesine tıklayın.
  • ISO ayarını en yüksek seviyeye getirin, mümkünse 3200 
  • Ekstantanesini 30 sn. olarak ayarlayın. Süreyi azaltıp arttırarak en uygun süreyi deneyerek bulun.
  • Telefonunuzun kendi kamerasi bunları mümkün kılmıyorsa android icin Camera FV5 uygulamasını indirin, yukarıdaki maddeleri uygulayın.
Size bol şans. Benim Galaksy A50 maalesef bu konuda her türlü sınıfta kaldı.

Şimdi gelelim neden bu etkinlige gitmelisiniz sorusunun cevabına: 

Alana ulaşmaktan tutun da birlikte çadır kurmaya kadar pek çok zahmete katlanmak, çadırı duzenli tutmak, tuvalet vs. ihtiyaçlar için planlama yapmak zorunda olmak, yeni şeyler denemek, olumsuz gibi görünen anları olumluya çevirmeyi öğrenmek, yeni kişilerle tanışmak, birbirinize destek olmak; zorlandığınızda çocuğunuza  güvenebileceğinizi, üşüdüğünuzde sizi ısıtmak için sevdiği etkinlikleri yarıda bırakıp çadıra gitmeyi teklif edecek kadar fedakar olabileceğini, sadece sizin değil yan çadır komşularının da ihtiyaçlarını fark edip yardim önerebilecek kadar cevresine duyarli olabilecegini görmek kısacası çocuğunuzun belki de hiç görmediğiniz yanlarını fark etmek gitmeniz için yeterken, bir de üzerine sabahın 3'üne kadar gök cisimlerini seyredip, birlikte heyecanlanmak ve daha önce olmadığınız şekilde yakın olmak... Işte tüm bunlar yuzünden gitmelisiniz.

Not: Şenliğe gelmeden önce bilmeniz ve dikkat almanız gereken birkaç konuyu aktardığım yazıya buradan ulaşabilirsiniz.

6 Ağustos 2019 Salı

Tübitak Ulusal Uzay Gözlem Şenliği'ne başvurmadan önce bilmeniz gereken noktalar nelerdir?

11 yaşındaki oğlumla birlikte 1-4 Ağustos tarihlerinde Tübitak'ın düzenlediği Uzay Gözlem Şenliği'ne katıldık.

En baştan başlarsam, 6000 civarı başvuru içinden 1000 kişi kura ile belirlendi. Bu yıla kadar 350-400 kisiye açılan senlik, bu yıl halk, davetliler, protokol ve protokolün yanındaki (söylendigine gore 400 civarinda kişi) ile birlikte ortalama 2000 kişiye ev sahipligi yapmış oldu. Antalya Saklıkent' te yaklaşık 2000 metre yükseklikte 3 gece süren şenlikle ilgili anlatılacak pek çok ayrıntı var ama son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim: Seneye bir daha çıksa bir daha giderim. Bu şenlik hem yetişkinlere hem de çocuklu ailelere açık bir etkinlik. İçerigin ayrintilarini farklı bir yazıda paylaşacağım. Ama özetle gündüz eğitimler, atölyeler; gece uzay gozlemleri yapildigini soylemekle yetineyim.

Ulaşımla ilgili bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Antalya merkezden Saklikent'e giden yol çok virajlı. Araba tutmasından muzdarip olanlar varsa hazırlıklı çıksınlar yola. Yoksa benim yaşadıklarımı yaşamanız işten bile değil. 

Yerleşke ile ilgili olarak;
Ana girişte valizler polis köpekleri tarafından arandı. Daha sonra sarı t-şörtlu uzman arkadaşlar (astronomlar ve astronomi ogrencileri) çadır alanına kadar bizlere eşlik etti. Herkes çok güleryüzlü ve her konuda yardımcıydı. Çadırlar çok dip dibe kuruldu. Bunun sebebi protokol ekibinin alana yayılan buyuk çadırlarıydı. Biz geldiğimizde onların çadırları çoktan
kurulmuştu. Kurulumun bu kadar dip dibe olması ilk başta biraz tedirgin ediciydi ama çadır komşularımızla iyi anlaştığımızdan, sonrasinda düşündüğümüz gibi rahatsız olmadık. Yine de ben istemiyorum derseniz eminim daha az kalabalık bir yere de çadır kurabilirsiniz. Tek sorun kafe, tuvalet, etkinlik ve toplantı alanına daha uzak kalabilirsiniz. Bu alanlardan uzaklaştıkça dağın eteklerine doğru, eğimin arttığıni da göz önune almak gerektigini de belirtmiş olayım.

Çadır komşularımız, iki eksikle :)
Çadır komşularımız, 2 eksikle :)
Çadırların kuruldugu alanda tek bir ağaç olmaması nedeniyle çadırların içi sabah saat 7.30'dan itibaren ısınıyor. Çadırda zaman geçirmek zorlaştığında fazla seçenek yok; sadece kafe ve bir tente altına koyulmuş banklardan oluşan bir alan golge. Tenteli alan aynı zamanda bir bolumunde atölyelerin de yapıldığı, sigara içmenin serbest olduğu bir yer. Çadırların olduğu bölgede ibadethane için de ayrılmış yerler var. Resimde arka planda görülen büyük beyaz çadırlar mescitler, aynı zamanda yağış nedeniyle çadırları su alan kişilere geçici bir süre ev sahipligi de yaptılar.

Kıyafet, gün içerisinde şort, tişört; akşama doğru hırka, yağmurluk; gece boyunca da kar kıyafetleri, kışlık mont veya bildiginiz en kalın neyiniz varsa getirin yanınızda. Bez spor ayakkabıyla gitmeyin, gece soğuğunda gözlem yaparken donarsınız. Gözlemler sabah 4'e kadar sürüyor. 7.30 gibi de en geç kaldığınızı düşünürseniz az uyku ile idare ediyorsunuz. Ama insan 3-4 saat bile uyusa İstanbuldakinden dinç kalkıyor. Bu deneyimde ne çadırda kalmak, ne gök gürültülü sağanak yağis. Beni en çok zorlayan soğuk hava oldu. Bayağa tat kaçırıyor doğrusu. Yagmur deyince belirteyim, cadiri su alanlar cok zorlandi. Yazlik cadirla oraya gitmek büyük risk. 22 yılda bu ikinci yağmurlu şenlIkmis bu arada ama tutturursaniz tutturuyorsunuz işte :)

Taşınabilir musluklar. 
Tuvaletlere gelince, sayıca yeterli, temizlik olarak ise 2000'e yakın kişinin kullandığını düşündüğünüzde ne hayal ediyorsanız öyleydi. Kaldığımız 3 gece 4 gün içinde benim fark ettiğin en az iki kere temizlendiler. Ancak şaşırtıcı olan hiç kuyruk olmaması. Yanı yemek kuyruğu, çay kuyruğu, teleskop kuyruğu var ama ne hikmetse tuvalet kuyruğuna hiç denk gelmedim. Duş icin ayrılmış farklı bir alan vardı ama gidip içlerini görmedim. Sadece sayısı çok yetersizdi diyebilirim.

Yemekler çok lezzetliydi. Kahvaltılar peynir, zeytin, kutu bal, tereyag, vişne reçeli, yumurta, domates, salatalik ve ekmekten olusurken; diğer öğünlerde ortak olan şey, ana ögun yanında mutlaka makarna veya pilav olmasiydi. Yemekler lezizdi leziz olmasına ama onlara ulaşmak pek o kadar kolay değildi. Resimde yemek kuyruğunun benden önceki kısmını görüyorsunuz.
Bu kadar kalabalık olunca masalar da çok temiz olmuyordu haliyle ama masa sayısı çoktu, o nedenle yemegi aldiginizda mutlaka yer buluyordunuz. Ayrica o kuyruklarda beklerken farklı insanlarla tanışma ve sohbet etme imkanı buluyorsunuz. Biz kuyruk beklerken sıkılmadık, hatta yeni insanlarla tanisip sohbet etmekten keyif de aliyorduk. Örneğin Tubitak Baskani Prof. Hasan MANDAL ve Gözlemevi Müdürü Prof. Sacit ÖZDEMIR ve NASA'da çalışan astrofizikçi Umut YILDIZ bu kuyruklarda tanışıp sohbet ettigimiz kişilerden bazılarıydı.

Tubitak Başkanı
Prof. Hasan MANDAL
Yazmakla yazmamak arasında kaldığım bir noktayı da yazayım hadi. Iki başkan da yakan güneşin altında yüzlerce kişilik kuyruğa girmiş, yemek sırasında bekliyorlardı. Burası Turkiye olunca insan protokole ayrılmış ve kendilerine servis yapılan bir yerde olacaklarını düşünüyor. Haliyle de  olması gerekeni gördüğünde bile mutlu oluyor. Bu gözlemimi kendileriyle de paylaştığımda alçak gönüllü bir tebessümle karşılık verdiler.

Buraya kadar ulaşımdan, yerleşimden, tuvalet ve yemek alanları olmak uzere temel ihtiyaclardan bahsetmeye çalıştım. Daha fazla uzatmamak adına burada kesiyorum. Bir sonraki yazımda da içerikten bahsettim.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...