Yazının başında okul öncesi çocuklarının bazı özelliklerinden bahsedecegim, sosyal izolasyon günleri ve kaygıya değinip son olarak da bugünlerde anne babalar olarak neler yapabilirsiniz ile yazıyı bitireceğim.
Okul öncesi çocuğunun özellikleri
Belirtmek istediğim ilk özellik şu; okul öncesi dönemi çocukları için rutinler önemlidir. Corona'dan önceki hayatınızın rutini değişmiş olabilir, olsun, sorun yok. Siz bazı rutinleri yine de devam ettirebilirsiniz; yatma saatinde çocuğunuzun diş fırçalayıp, birlikte kitap okuduktan sonra uykuya geçmesi rutininiz idiyse bunu yine sürdürebilirsiniz. Yatma saatinin değişmemesini sağlayabilirsiniz. Ayrıca önceki rutinlerinize ek olarak Corona'dan sonraki günlük yaşamınıza uygun yeni rutinler de oluşturabilirsiniz. Rutinler kadar onemli diğer bir konu da kurallar. Bu dönemde eski kurallarınızı devam ettirmeniz tıpkı rutinlerinizi devam ettirmeniz gibi önemli. Böylece çocukların Corona'dan sonra hayatınızdaki değişimlerden mümkün olduğunca az etkilenmesini sağlarsınız. Çocuklar her ne kadar ayak direse de onların bu rutin ve kurallara ihtiyaçları var çünkü ancak bu şekilde bulundukları ortamda kendilerini güvende hissederler. Sizin kontrolunuz ve bilginiz dahilinde olmadan birşeylerin sürekli değiştiği, belirsizligin hakim olduğu bir ortamda kendinizi nasil hissedersiniz? Tedirgin ve güvende değil. Çocuklar da böyle hisseder.
Çocuklar yetişkinlere göre düzenlenmiş dünyada, çevrelerindeki olayları kontrol edemedikleri için kendilerini yetersiz hissetme eğilimindedirler. Bunu yazının sonunda daha ayrıntılı açıklayacağım.
Corona günleri ve kaygı
Hayatımızın bu döneminde pek çok şey değişiyor. Bu değişimlerin kendisi çocuklarımızda kaygı ve endişe oluşturabildiği gibi "Coronavirus" ile ilgili anlamadıkları konuşmalara maruz kalmaları da çocuklarda kaygıya neden olabilir. Çocuklar birşey sormasalar bile etkilenme ihtimallerinden dolayı, onlara seviyelerine uygun açıklama yapmalısınız. Şunun da altını çizmeliyim, evet, çocuklar TV'de duyduklarından etkilenirler ancak sizin davranışlarınız ve hisleriniz, çocuklarınız üzerinde TV'nin etkisinden çok daha fazladır. Kaygı bulaşıcıdır. Bu nedenle ne hissettiğinizin farkına varın ve varsa kaygınızı yönetmeye çalışın.
Acaba çocuğum kaygı yaşıyor mu?
Gereksiz yere endişelenen ebeveynler oluyor. Sıkılan, arada kızıp huysuzlanan her çocuk kaygı yaşıyor demek değildir. Eğer uyku süresinde azalma veya artma, sık sık uyanma; iştahta azalma veya aşırı yeme; öfke davranışlarında artış ya da içe kapanma, sessizleşme varsa kaygının varlığından şüphe edebilirsiniz.
Anne babalar olarak ne yapabiliriz?
Kaygıya neden olan ve onu besleyen şeyin ne olduğunu bulmanız, nokta atışı olarak müdahale etmeniz için önemlidir. Siz kaygılı iseniz çocuğunuza yansıyacağı için kaygınız ile baş etmeye çalışın; TV'deki görsel ve konuşmalardan etkilendiğini düşünüyorsanız programları onun seviyesine uygun seçin. Sadece belli saatlerde haber açıp bilgilenin, Corona programlarını gün boyu açık bırakmayın. Çocuğunuza karşı tutumlarınızda tutarsızlık varsa davranışlarınızı yeniden düzenleyin. Kaygıyı besleyen ne olursa olsun çocuklarınıza bol bol sarılın, dokunun ve duygularını sözel yolla ifade etmelerine yardımcı olun. Bu şekilde beynin iki yarı küresinin entegre olmasını sağlayarak çocuğun duygularını kontrol edebilmesine, kaygısının azalmasına yardımcı olursunuz.
Gelen sorularda görüyorum ki çocuklarda bazı davranış değişikliği gözlemliyorsunuz. Bugünlerde çekmeceleri daha çok boşaltıyor, ellerine geçeni fırlatıyor, daha inatçı davranıyor olabilirler. Tüm bu davranışlara yaramazlık deyip geçemeyiz. Açıklamaya çalışayım. Çocuklar doğaları gereği yetişkinlere göre düzenlenmiş dünyada kendilerini yetersiz hissetme (çevrelerindeki olaylari kontrol edemedikleri için) eğilimindedirler. Üstelik bugünlerde anlam veremedikleri, kontrol edemedikleri bazı değişimler de yaşıyorlar; rutinleri bozuldu, eskisi gibi dışarı çıkamıyorlar, başka çocuklarla oynayamıyorlar. Tüm bunların eşya fırlatma, çekmece boşaltma, inatlaşma ile ne ilgisi var diyebilirsiniz. Şimdi ona gelelim: çocuklar çekmeceleri boşalttıklarında çevreleri üzerinde bir değişime neden olmuş oluyorlar. Bu değişimi yapabildiklerinde kontrolun kendilerinde olduğunu, var olduklarını somut olarak görüyorlar. Sizinle inatlaştıklarında yine var olduklarını hissediyorlar, eşya fırlattıklarında yine çevreleri üzerinde kontrol duygusunu hissetmiş oluyorlar. Bugunlerde, okul öncesi çocuklarının ihtiyacı olan tam da bu. İhtiyaç duydukları anda çevrelerini kontrol altında tutabileceklerini bilmek.
Peki çocukların kontrol duygusunu yeniden kazanmalarını sağlayıp, kaygısını azaltmak için anne baba olarak ne yapabiliriz?
• Yukarıdaki davranış örneklerinden devam edelim. Tehlike oluşturabilecek çekmeceler haricinde çocukların çekmeceleri boşaltmasına izin verebilirsiniz, sonrasında birlikte toplamak üzere.
• Gücün çocukta olduğu oyunlar oynayabilirsiniz. Örneğin "yakalamaç" oyununda tökezleyip, çeşitli sakarlıklar yaparak onu güldürür ve bir türlü yakalayamazsınız. Yastık savaşında sizin hakkınızdan gelmesine izin verirsiniz. Ebelemece gibi oyunlarda çocuğunuzun sizi ebelemesine izin verir, abartılı ve komik şekilde sakarlıklar yaparak onu ebeleyemezsiniz. Boğuşmaca oynarken sizi devirmesine izin verebilirsiniz. Tüm bu oyunlarda dikkat etmeniz gereken noktalar, sizin güçsüz, yetersiz ve komik olmanız, -mış gibi yapmadan gerçekten oynamanız, ikinizin de eğlenmesi ve çocuğunuzun sesli gülmesi.
• Son olarak bu dönemde gücün sizde olduğu "gıdıklama" gibi oyunlardan da uzak durabilirsiniz.
Evde sıkılan çocuk kaygı yaşıyor demek midir?
Hayır. Evde kapalı olduğumuz bugünlerde çocuklarınız zaman zaman sıkılıyor olabilirler. Bu durumdan endişe duyan aileler oluyor. Sıkıldığı zamanlar, çocuğunuzun bu duyguyla baş etmeyi öğrenmesi için bir fırsattır ve bu duyguyla baş etme gelişmesi gereken bir beceridir. Ayrıca çocuğunuzun kendisini oyalaması için onu harekete geçirir ve yaratıcı çözümler bulması için onu zorlar. Kısacası zaman zaman boş kalıp sıkılması onun için iyidir.
Bu yazıda değinemediğim farklı durumlar yaşıyorsanız yazının altına yorum bırakabilirsiniz. Yeni yazılarla devam ederiz.
Evde huzurlu kalın...bugünler geçecek.