Söyle ki; bizden once bir Çin'linin kaldığı evimizdeki fırının icini görünce küçük çapta bir sok yasadim. Birkaç gün fırının kapağını açtım açtım kapattım. Sonunda "kaçarı yok" dedim, eldivenleri geçirdim, hadi bismillah!!! Mis gibi yaptım ama kullanmaya baslamam biraz zaman aldi, fırının kapağını yine açtım açtım kapattım bu sefer gorduklerime inanana kadar. Görsel hafızadaki goruntuyu değiştirmeden birseycik pişiremezdim onda.
Simdi farkediyorum da bizim arkadaslardan birinin üst komşusu da Çin'li bir aileydi. O aile gitmeseydi, koku nedeniyle evi değiştireceklerdi neredeyse. İngiltere'de ayni binada yaşadığım Çin'li aileyi de katarsak bugüne kadar yaşadıklarım Çin'liler adına pek iç açıcı görünmüyor. 2010 Kasım'da yapılan son sayıma göre 1,34 milyar Çin'li varmış. Biri İngiltere digeri Amerika olmak üzere dunyanin iki ayri ucunda 1,34 milyar Çin'liden en temiz 3'u ile mi karsilastim bilemiyorum. (Yaşadığım olayları anlatmanın dısında kesinlikle hiçbir halk icin bir yargılamada bulunmak amacında değilim.) Genel anlamda, bulunduklari ortamda rahatsiz edici bir koku oldugunu soyleyebilirim. Bu belki de sadece temizlik degil, yemek yeme alışkanlıklarıyla ilgili de olabilir.
Neyse, Çin'den Cezayir'e geciyorum. Komşumuz vardı, Cezayirli. Üniversitede doktora yapıyordu. Konusmayi son derece seven, İngilizce'de takilinca araya Arapça ve Fransizca katarak zaten konusmasindan ambale olmus beynimi icinden çıkılmaz bir bunalıma sokan tarziyla yorucu ama sevimli bir arkadaştı. Neyse ki ben zorlaninca Murat'a satıp stand by'da dinlenebiliyordum:)
Bir gece, birsürü polis bizim Cezayir'li komşunun dairesine paldır küldür daldilar. Girdiler diyemeyecegim... O gürültüden nasıl korktuğumu anlatamam. Hicbirsey yapamadık, "O" da yapamadı. Anlamadı, anlatamadı... ülkesindeki üniversitenin kendisini resmi yollarla doktora icin gönderdiğini anlatamadı:(
Çok üzüldüm, korktum, kendimi hiç güvende hissetmedim, kızgınlık hatta öfke yasadım. Ne olursa olsun evi belli, okulu belli, nerede oldugu belli olan birisi gündüz vakti, olmadı aksam kapıdan insanca alınabilirdi. Yanlis hatırlamıyorsam birkaç gün sonra dönmüştü. Ortada da kayda deger herhangi bir sebep olmadıgı anlaşılmıştı.
Amerika'da Türk olmak cok zor degildi ama Cezayir'li bir doktora ögrencisinin arkadaşı olmak ve yapılanları sessizce izlemek cok zordu:(
Yazmanın tadına doyum olmuyor...
Blogger anneler'den geldim, bende blogger anneyim beklerim :)
YanıtlaSilHosgeldin Filiz:)
Silçok üzücü gerçekten
YanıtlaSilBlogger anneler'den geldim, bende blogger anneyim beklerim''
Merhaba bir kum tanesi,
SilHosgeldin:)
Yorumun icin teşekkürler.