Bu ClassDojo dizisinin 3. yazısı... İlk yazımda uygulamanın ne olduğundan ve çocuklarımızı olumsuz etkileyecek en temel hatasından, ikinci yazımda ise puan tablosunun sınıfa ifşa edilmesinden bahsetmiştim. İlk yazıyı ve ikinci yazıyı buradan okuyabilirsiniz. Bu yazımda yaşanmış örneklerden bahsedeceğim ve dizimin 4. yazısında ise cevaplanması gereken soruları ortaya atıp, daha fazla araştırmak isteyenler için bazı linkler paylaşacağım.
Çocuk gözünden ClassDojo. Öğretmene yazılmış bir mektup ile ilgili öğretmenin yazısını okuyabilirsiniz.
Mektubun ilk sayfası... |
Bir öğretmen arkadaşım bu uygulamayı yetişkin bir grup üzerinde kullandığı bir ders sonunda bu kişilerin "ona puan verdiniz, bana vermediniz" diyerek kendisiyle konuşmak istediklerini ifade etti.
Burada eşitlik, adalet ve tutarlılık kavramlarının önemi ortaya çıkıyor. Örnekten de somut olarak görüyoruz ki ödül kullanımı bu tarz riskleri de beraberinde getiriyor. Öğretmenin sadece öğrenciler arasında değil aynı zamanda bir günden diğer güne kendi değerlendirmelerinde de tutarlı olabilmesi gerekiyor. Bir çocuğa puan verip aynı davranıştan ötürü diğer çocuğa puan vermeyi ihmal etmek ya da her defasında o davranışa puan vermek konusunda hassas olamamak öğrencilerdeki adalet duygusunu zedeler.
Bir velinin sosyal medya hesabımda serzenişi oldu. 2 senedir bu sistem nedeniyle oğlu için okulla savaş verdiğini ifade eden veli; oğlunun ClassDojo'yu artık "sallamadığını" hatta eksi puanlara düştüğünü "gülerek" söylediğini ifade ediyor. Burada çocuk ya duyarsızlaşmış ya da benlik saygısını korumak için bir savunma mekanizması geliştirmiş. Her iki durumda bir öğretmenin ve velinin istemeyeceği bir sonuç değil midir?
Bir İngilizce öğretmeni girdiği sınıflarda ClassDojo'yu kullanıyor. 400 puan alan sınıfa eğlence günü yapacağını söylüyor. Bir sınıfın kendilerinden yüksek puanda olduğunu öğrenen diğer sınıf, bir gün önce toplanıyor, her öğrencinin 2 kere derste söz alarak günde toplam 100 puan alabileceklerini hesaplıyorlar. Sonuçların açıklanmasından hemen önce uyguladıkları bu planla diğer sınıfı geçmeyi başarıyorlar ve ödülü alıyorlar.
Öğretmen süreç içerisinde derse ilgileri arttığı için çok mutlu oluyor. Ne zaman ki sınıfın bunu dersin kendisi ilgi çekici olduğu için değil de ödül için yaptığını öğreniyor o zaman hayal kırıklığı yaşadığını ifade ediyor. Burada konunun sadece derste parmak kaldırmak olmadığını görebiliyoruz. Gerçek ilgi ortaya çıkmadığı gibi ClassDojo puanlarıyla verilen ödül yöntemi sürekli kullanıldığında derse karşı bir ilginin oluşma ihtimalini de çocukların ellerinden almış oluyoruz. Eğitimde uzmanlığını yapmış, 15 yıldır okullarda çalışan bir psikolog olarak bu örnekte beni en çok endişelendiren şey de bu.
Bir öğretmen gün sonunda sınıfa "Bugün kurallara uyanlar kimlerdi?" diyor ya da görevlendirilmiş olan çocuklara davranış çizelgesi veriyor. Gün sonunda çizelgeden faydalanarak puanlama yapıyor. Böylece çocuklar sadece öğretmen tarafından değil ayrıca arkadaşları tarafından da yargılanma durumunda kalıyorlar.
Çocuklar ders/sınıf dışında da habersizce gözlemlenip cep telefonuna indirilmiş olan ClassDojo uygulaması ile anında puanlanabiliyorlar.
Tüm bunların amacının çocuklara geribildirim vermek olduğu iddia ediliyor.
Davranıştan sonra puan vermek ödüldür, geribildirim değil.
Davranıştan sonra puan düşürmek ise cezadır, geribildirim değil.
Biz sınıflarımızda samimi, destekleyici, kabul edici bir iklim yaratarak risk alan, eleştiren, bağımsız, içten denetimli bireyler yetiştirmek istiyorsak bunun yolu yargılayıcı bir yöntem olan bu tip uygulamaların kullanılması hiç değil.
Dojo serisinin son yazısında cevaplanması gereken soruları sıralarken aslında uygulamaya ilişkin eleştirilerimi de sıralamış olacağım.
Dojo serisinin son yazısında cevaplanması gereken soruları sıralarken aslında uygulamaya ilişkin eleştirilerimi de sıralamış olacağım.