27 Mart 2012 Salı

Çocuğunuzu Tek Başına Parka Gönderme Yaşı

Bir önceki yazıyı yazma fikrim "Cocugunuzu Evde Yalniz Birakma Yasi" aslında bu yazıyı yazma fikrimden doğmuştu. Dün yine bir ilk yaşandı ve bu sefer gercekten tembellikten degil, çaresizlikten gelişen bir durumdu.
Eşim evde yok, hava güzel, Ege dışarı çıkmak ister, öğlene yemek yapılmak ister... iki ayağım bir pabuçta şaşkına dönmüş haldeyim. Yetismesi gereken isler ve istekleri tatmin edilmesi gereken bir cocuk kesinlikle hic kolay bir karisim degil. Bu baglamda tek başına cocuk büyüten annelerin önünde saygıyla eğiliyorum.
Neyse, kabul göreceğini ummadan, çaresizlikten ağzımdan " tek başına inmek ister misin?" çıkıverdi. "Tamam" cevabı gelince belli edilmemeye calisilan kısa bir şaşkınlık anindan sonra giydirme faslına geçtik. Ege o anda içimi parçalayan bir cümle kurdu:
"anne korkuyorum!"
Ayy ölucem, duygusal anneyim ben vesselam. İçim kıyıldı resmen.
Aylin Anne elindeki ispanaklari bir kenara bırakıp "tamam hadi beraber gidelim"diyecek oldu ama "Ege'cim ilk defa yaptığın bir şeyde korkmani anliyorum bunu söylediğin icin cok memnun oldum" dedi Psikolog Aylin ve ekledi; "tercih senin istersen bekle işim bitince gideriz istersen simdi inmek ben sana yardımcı olurum".
İçimi eriten ikinci cümle geldi "anne korkuyorum ama incem"... bu nasıl bir duygu, Allahim ben ne edeyim, bir tuhaf oldum. Aylin annenin baloncugunda "ay ben seni yerim, koca adam olmuş benim oğlum" varken ağzında
"korktuğun halde inmeye karar vermen çok cesurca, seninle gurur duyuyorum" vardi. Sarıldım kocaman, optum sıkıstıra sıkıstıra. Asansöre binerken bana el sallayıp "yarın görüşürüz anne" dedi.





Ve iste oğlum ilk kez asansöre tek basına bindi, karşıya tek basına gecti, parkta tek basina oynadı.
Ben de Ege'yi hissettirmeden balkondan kontrol edecegim diye bir ispanagi yarım saatte doğradım ama dogradigim en heyecanlı en keyifli ispanakti:))

Not: Ege,fotodaki beyaz gölge:)


Yazmanın tadına doyum olmuyor...

26 Mart 2012 Pazartesi

Cocuğunuzu Evde Yalnız Bırakma Yaşı

Başlığı böyle koyunca oldugundan daha mı ürkütücü görünüyor acaba?
Gecen sene bir kis aksamiydi. Ege'yi giydirmek zor gelince "amaan iki dakikada gider gelirim" diyerek aklıma tüylerimi diken diken eden bir fikir geldi. Fikir güzeldi ama Ege daha 2.5 yaşindaydi.
Acaba yalniz kalabilir mı?
Balkonun kapısını acar mı?
Mutfak tezgahina uzanır mı?
Banyoya gider de kayip kafayi köser mi?(Ege çarpmak fiilini kullanmıyor, genelde köstüm der!, neden acaba???)
Ben diyeyim vesvese siz deyin tedbir...bir sürü soru geldi aklıma. Tembel insanım ben, cocuğu giydirmeyecegim motivasyonuyla Psikolog Aylin'in Anne Aylin'e "koruyucu olma" demesi birleşti ve Ege'yle konuştum, "ben bakkala insem beni evde bekler mısın? Cevap, "hi hi" olunca denemeden bilinmeze karar verip, Ege'nin eline ev telefonunu tutusturdum, cepten onunla konusarak bakkala gittim. Yol boyunca konuştum, zaten toplamda 5 dk. icinde eve dönmüştüm.

Aksamina Ege kendisiyle gururlu, babasına "annem gitti ben evde yalnız kaldım" diye anlatmaz mı?
Bu cümleyi duyunca benim mutlaka anneanneyle ve babaanneyle Ege'den once konuşmam gerektiği açıktı. Mazallah ne düşünürlerdi yoksa!!!!
Bu yazımı okuyan sevgili okur yaptıgım hakkında sen ne düşünüyorsun?
a- Delilik
b- Sorumsuzluk
c- Cesaret
d- Bağımsızlık icin bir deneme.
e- Hicbiri deyip kendi şıkkınızi koyabilirsiniz.
Kabul ediyorum motivasyonum cok da ulvi bir deger tasimiyor ama yorumlarda merhametli olun valla karışmam😉

19 Mart 2012 Pazartesi

Eyvah! Çocuk Ateslendi

Kreşe başlayınca çocuklar "sürekli hasta oluyorlar" saptamasını her anne gibi ben de duyuyordum ama Ege cok saglikli bir bebeklik ve çocukluk geçirdiğinden, içimden "oğlum o kadar da hasta olmaz" diye geçiriyordum. Ben bunu daha once de yazmıştım degil mı? Büyük lokma ye büyük soz söyleme Aylin!!!
Kresten aradılar, Ege oglen uykusunda ve atesi 38.1'e cikmis. Zaten aksamdan belliydi. Yapılacak bence tek şey vardı. Ege soyulacak, ılık kompres yapılacak, ates Ege uyuduğu sürece kontrol altında tutulacak. Uyanir uyanmaz okuldan alınacak.
Kreş öğretmenimiz Azize Hanim bu konularda cok dikkatli ve özenli. Ates 38'i geçerse haber verin demiştim. Hemen aradı sagolsun. Beklentisi ilaç verin diyeceğim yönünde oldu ama tam aksini duydu.



Ben cocuk ateşlenince ilk care ilaca kosan bir anne değilim, hiç olmadım. Anneler bilse ki ates vücudun mikroplarla savaşması icin gerekli, bilseler ki yüksek ısıda mikroplar zayıflıyor o zaman hiçbiri ilaca koşup ateşi düşürmezdi.
Kres öğretmenimizin ve sahibinin ilaç vermeyin ısrarım karşısında şaşkınlıkları cok asikardi, hatta "uyumaya devam etsin, dinlensin" deyince "olur mü oyle şey, atesli cocuk" dediler. Biliyorum onlar benim oglum icin endiselendiler, bu cok guzel ama telefonda belli etmesem de kendimi kötü hissettim. Kimbilir benim tavrımı nasıl yorumladılar.
Annelik tarzlarımız hep cok farklı ama tepkilerimizin karşımızdakine kendini nasıl hissettirdiğine dikkat etmek cok onemli.


Sent from my iPhone...

16 Mart 2012 Cuma

Büyük Lokma Ye Büyük Söz Söyleme

Amerika'dayken cevremizdeki Turklere bakinca gordum ki yabancı memlekete gidince oradaki Türkleri arayıp bulma, komün hayata geçme alışkanlığımız var.

Belli bir donem icin oradaysan ki biz oyleydik neden Türklerle biraraya gelmeyi, oradaki Türk restoranlarına gitmeyi isteyeyim ki! Memlekette Turk de bol kebapci da. Boyle dusunuyorum ama is basa dusunce kazin ayagi baska oluyormus. Oraya gittikten birkac ay sonra bizim yemekler gözümde tütmeye basladi. Yaşadığımız yerden kalkıp, saatlerce yol gidip, NewYork'ta sehrin en lüks restorantlarindan birine dunyanın parasını bayıla bayıla verdik. Gittiğimiz yerin adı "Sofra".
Büyük lokma ye büyük soz söyleme!!!

İste o Restorant:




Yazmanın tadına doyum olmuyor...

15 Mart 2012 Perşembe

Plumber Pit versus Tesisatçı Tekin

Bizim Tesisatci Tekin ile Plumber Pit'ten bahsedeyim size biraz.
Bizim Tekin malesef ya derslerden çakmis! ya okuldan atılmıştır ya da atılmayı bile beklememistir. Babasinin gozunde bir baltaya sap olamayan Tekin yine babasi tarafindan "bari meslek ogrensin" denilerek tesisatci yanina cirak verilmistir. Plumber Pit önce Amerikan ordusundan astsubay emeklisi olup sonra tesisatcilik günlerine başlamıştır.
Gecekondudan hallice bir evin kırasını denklestiren ve esi ile cocugunun karnını doyuran Tesisatçı Tekin'in bu hayattan daha da birsey isteyecek hali kalmaz.

Plumber Pit'in yukaridakine benzer ama 3 katlı, en alt katinda sinema ve spor salonu, bahcesinde bildigin yuzme havuzu (öyle kuşların serinledigi cinsten degil) olan cok hos bir countryside evi olur. Yetmez bizim Plumber Pit'in kendisinin yaptigi kocaman bir yapay gölü olur, Pit'in kızı arkadaslariyla havuzda serinlerken babalar da gölde balik tutarlar. Yeter mi? Yetmeeezzz...Bir de hani su filmlerde gördüğünüz kocaman tırı olur Pit'in.

Siz okuduklariniza inandiniz mı? Benim bunları hayal ettigimi ya da abarttigimi düşünseniz yeridir çünkü ben bunları gozumle gördüğüm halde hala inanamıyorum.
Ulkemi cok seviyorum, ayrim yapmaksizin tum insanlari saygideger buluyorum ve kendi Tesisatcimin da Astsubayimin da Ogretmenimin de insanca ve rahat yasamasini istiyorum. Yasarken hayattan zevk almasini istiyorum. Plumber Pit gibi...
Yazmanın tadına doyum olmuyor...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...