11 Aralık 2013 Çarşamba

Almanya Rheinland-Pfalz eyaletinde okul öncesi eğitim sistemi Türkiye'deki eğitim sisteminden farklı mı?

Okul öncesi eğitim alanında çalışan öğretmenler olarak araştırma ve gözlem yapmak için Almanya'nın Rheinland-Pfalz eyaletine gittik. Burada aktaracağım gözlemlerimin tamamen kişisel olduğunu, birlikte gittiğim arkadaşlarımın farklı gözlem ve yorumları olabileceğinin altını çizmek istiyorum. Ayrıca çeviri hataları olabilir, böyle bir durumda yorum kısmında fikrinizi belirtebilirsiniz.

Genel yapı nasıl?
Anaokullarını gezmeden önce eyaletin eğitim sistemi hakkında genel bilgilendirme yapılan bir toplantıya katıldık. Aldığımız bilgileri kısaca derlersem; Rheinland-Pflaz eyaletinde okul öncesi eğitim Entegrasyon, Aile, Çocuk, Gençlik ve Kadın Bakanlığı'na (Ministerium für Integration, Familie, Kinder, Jugend und Frauen: Bakanlığın sitesini incelemek isterseniz buradan yapabilirsiniz)  bağlı.  Eğitime ayrılan bütçe 674.000.000 Euro. Bunun 500.000.000 Euro'su (yazım hatası yok) sadece okul öncesi eğitime ayrılıyor. 32.000.000 Euro'su da mültecilerin eğitim ihtiyaçlarına ayrılan kısmı. Bakanlık çalışmalarını belediyeler ve belediyelerin 'Gençlik Daire Birimleri' ile birlikte sürdürüyor. Okul öncesi eğitim ihtiyaçlarını çalışan annelerin sayısına göre belirliyor ve bu amaçla yine belediyelerle işbirliği yapıyor.

Her çocuğun 1 yaşından sonra okul öncesi eğitimden yararlanma hakkı var ve bu haklar anayasa ile korunuyor. 2 yaşından itibaren ise aileler sadece yemek bedelini ödeyerek çocuklarını bu haktan ücretsiz olarak faydalandırabiliyor. Bu eyalette anaokulundan üniversiteye kadar tüm devlet okulları ücretsiz, özel okullar ücret alıyor ancak özel okul sayısı çok az. Okul öncesi eğitim zorunlu olmadığı halde 3 yaş ve üzeri çocuklarda okullaşma oranı %100. Anaokulları yarım (8.00-14.00) ve tam gün olarak hizmet veriyor. Burada kısa bir parantez açalım, ders bitiminden itibaren 'etüd' diyebileceğimiz bir sistem ile ilkokul da tam güne çıkarılmaya çalışılıyor.
 
Okul öncesi eğitimin bağlı olduğu Aile, Çocuk, Gençlik ve Kadın bakanlığı aynı zamanda gençlerin istihdamı ve faşizm, istismar ve medyanın olumsuz etkilerinden korunması konularında da çalışıyor. Bu amaçla sinema filmlerinin, TV'de gösterilecek her türlü film ve çizgi filmlerin incelenmesinden de sorumlu olan bakanlıktan onay almadan hiçbir film yayına giremiyor. Bu arada bana ilginç gelen, bu eyalette 27 yaşına kadar bireyler hukuk önünde genç olarak kabul ediliyor.
 
Çok kültürlü, çok dilli bir yapısı olan Rheinland-Pfalz'da okul öncesi eğitimde dil sorunu nasıl çözülüyor?
Her çocuğun okul öncesi eğitimden faydalanmasının anayasal bir hak olması gibi dil eğitiminden yararlanması da anayasal bir hak. Bunun anlamı aile çocuğunu anaokuluna yazdıramaz ya da dil eğitimi aldıramazsa mahkemeye gidebiliyor. Anaokullarında dil eğitiminin çok önemli olmasının iki geçerli nedeni var; birincisi Rheinland-Pfalz eyaleti Fransa, Belçika ve Lüksemburg'a sınırı olmasından dolayı çok kültürlü bir yapıya sahip. İkincisi ise dili anlama, kullanma becerilerinin zihinsel gelişim için gerekli olduğu düşüncesi. Anaokullarında dil eğitimine 6 milyon Euro'luk bir bütçe ayrılıyor ve bu kaynak Belediyelerin Gençlik Dairelerine veriliyor, oradan anaokullarının ihtiyaçlarına göre anaokullarına dağıtılıyor.
 
Anaokullarında dil eğitimi, bu konuda özel eğitim almış kişiler tarafından ayrı bir program ile yürütülüyor. Mülteci çocukların Almanca'sının gelişmesi için kullanılan bu program ile çocukların Almanya'daki yaşama uyumları desteklenirken, bir yandan da anaokullarında yabancı kökenli çocukların kendi kültürlerini ve dillerini de geliştirmelerine yönelik çalışmalar yapılıyor. Her eyaletin kendi dil eğitim programı var ancak 2013-2014 yılında tüm eyaletler ortak bir dil gelişimi projesi üzerinde çalışmaya başlamışlar. (İhtiyaç halinde) çocukların anaokulundan ilkokula geçişe hazır olup olmadığına dil, akademik, psikolojik gelişimlerini değerlendirmede özel eğitim almış tıp doktorları karar veriyor.
 
Özel eğitime ihtiyacı olan çocuklar okul öncesi eğitime nasıl dahil oluyor?
Özel eğitime ihtiyacı olan çocuklar yaşıtlarıyla aynı sınıflarda eğitim alıyorlar. Bizdeki kaynaştırma sistemi uygulanıyor. Ancak bizde uygulanmayıp orada uygulanan bir şey var ki, umarım bir gün ülkemde de hayata geçer: kaynaştırma öğrencisi olan sınıflara ayrıca bir özel eğitim öğretmeni veriliyor. Bu öğretmene 'gölge öğretmen' deniyor.
 
Yasal düzenlemeler nasıl?
Yakın zamanda eğitimcilerden gelen talepler üzerine okul müdürleri ile bakanlık yetkilileri bir araya gelerek,  okul binasının özellikleri, anaokulu açmak için gerekli şartlar, kültürlerarası çalışmalar, dil eğitimi, çocuk sayısı ve personel sayısı konusundaki oranların belirlenmesi, sağlık önlemleri gibi genel konulardan oluşan bir düzenleme yapıp, bu düzenlemeyi kitapçık haline getiriyorlar. Okul öncesi eğitimcileri bağlayan tek şey bu kitapçıkta belirlenen şartlar. Okullar personel ücretlerinin devlet tarafından karşılanmasını istiyorlarsa bu şartları taşımak zorundalar. Yasal düzenlemelere buradan ulaşabilirsiniz.
 
Okul öncesinde eğitimin içeriği nedir?
Okul öncesi eğitimde, eğitimin içeriği yani bizim sistemimizde var olan şekliyle söylersek kazanımlar belirlenmiş değil, standart bir program yok. Her anaokulu neyi, nasıl öğreteceğine karar vermede insiyatif sahibi. Önceden belirlenmiş kazanımlar yok, ders planları yok.
  • Öğretmenler neyi nasıl öğreteceğine nasıl karar veriyorlar?
  • Çocuklara bir kazanım verme gayeleri yok mu?
  • Gün boyu yapacakları etkinlikleri neye göre planlıyorlar?
  • Etkinlik planlamadan mı derse giriyorlar?
  • Eğer öyleyse bütün gün çocuklar okulda ne yapıyor?

Tüm bunları da sonraki yazımda ele alayım...


Not: Buraya kadar okuduklarınız hakkında neler düşündüğünüzü merak ediyorum. Varsa yorumlarınızı buradan, faceden, twitterdan yapabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder