27 Mayıs 2020 Çarşamba

#evdekal da... Ne?

Her birimiz, izolasyonun zorluklarını farklı düzeylerde deneyimliyoruz ancak bu yazımda izolasyonun zorluklarına değil, daha olumlu etkilerine odaklanacağım.

İnsan, İstanbul'un karmaşası içinde sorumluluklar ardı sıra koşturmaktan, kendinden uzaklaşıyor. Sorsanız, buradaki yaşamımızla ilgili en büyük sıkıntımın "sürekli bir şeyleri yetiştirme telaşı" olduğunu söyleyebilirim. Pandemiden sonra evde kalmamızla birlikte, telaş bitti ve ben, hızla akıp giden yaşamdan hırsımı alırcasına, yavaşladım. İlk haftalarda mutfaktaki denemelerle, filmler, sosyal medya ve Youtube piyano dersleri ile yavaşlayan yaşamımın tadını çıkardım. Bir süre sonra "böyle gitmez Aylin, kendine gel!", desem de yavaşlamak çok güzeldi.

VectorStock 
Sonra sonra, hissetmeyi umduğum "sorgulama" süreci başladı. Amaçsız, üretmeden, hiç birinin diğerinden farkı olmayan günlerimi sorgular oldum ve nihayetinde felsefi sorgulamalar yerini pragmatik sorulara bıraktı: Okula döndüğümde neyle karşılaşacağım? Öğrencisi, öğretmeni, idarecisi, personeli ile tüm okul için hangi çalışmaları planlayabilirim? Yaşadığımız sürecin olumsuz etkilerini normalleştirmeye ve öğretmenini destekleyen okul iklimini oluşturmaya yönelik ne tür çalışmalar yapabilirim?

Bu sorular beni "psikolojik dayanıklılık" üzerine okumalar yapmaya yönlendirdi. EdX adlı bir uygulamadan haberdar olunca, Ben-Gurion University of the Negev'in "Resilience -Art of coping with disasters" uzaktan egitim programını keşfettim. Böylece ilk online eğitim deneyimim de başlamış oldu. Yazılar, videolar ve forum ile desteklenmis, her bölüm sonunda kısa sınavlarla kendinizi değerlendirme imkanı sunan bir programdı. Bu dersler psikolojik dayanıklılık kavramına farklı açılardan bakmamı sağladı. Ayrıca insanın kendi öğrenme deneyiminin kontrolünün kendisinde olmasının, öğrenme tatminini üst noktaya nasıl taşıdığını yaşayarak gördüm.

Ardından Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nun "Yaratıcı Öğrenmeyi Öğrenme" (MIT-Learning Creative Learning-)  programına dahil oldum. Yazılar, videolar, forumlar ve canlı sohbetlerle desteklenen 6 haftalık bu eğitime katılmak, evde kalma sürecinde bana pek çok yönden iyi geldi. Dünyanın çeşitli ülkelerinden ve Türkiye'nin pek çok ilinden, farklı branşlardan eğitimcilerle tanışmak, yeni kavramlar keşfetmek ve bunları toplulukla tartışmak hem keyifli hem de mesleki açıdan çok tatmin ediciydi. Bu konuda yazacağım çok şey var ama profesyonel kişisel ağımızın da gelişmesini mümkün kılan harika bir ortam sunan bu eğitimle ilgili ayrıntılar bir başka yazının konusu olsun. 

İzolasyon diyordum... Bu süreçte kendime dönmemle birlikte "Psikolojik Dayanıklılık" ve "Yaratıcı Öğrenmeyi Öğrenme" eğitimlerindeki kavramları ve literatür bilgisini Psikolojik Danışma Ve Rehberlik alanı ile bütünleştirmeye ve uygulamalarımda nasıl kullanabileceğim üzerinde çalışmaya başladım. İtiraf etmek gerekirse cevaplardan çok sorularım var şu an, biraz sancılı bir süreç ama bu süreçte birbirimizden beslendiğimiz çok değerli eğitimci arkadaşlarımla birlikte yol alıyoruz ve takıldıkça birbirimizi destekliyoruz. Bu topluluk sayesinde birlikte üretirken, birbirimize destek ve ilham kaynağı oluyoruz. 

Kısaca söylemek gerekirse benim için "evde kalmak" demek; yavaşlamak, kendini gerçekleştirmenin önündeki engellerin ortadan kalkması, içe dönmek, anlam aramak, içsel motivasyonu bulmak ve en nihayetinde kendini gerçekleştirme yolunda bir adım atmak ve unuttuğum öğrenme coşkusunu yeniden keşfetmek demek.