28 Aralık 2010 Salı

Müzik deyince mandolin, flüt.

Mandolin çalmayı seviyordu zaten ama şimdi bir de şarkı söylüyor..En çok da 'anne ben çalayım, sen oyna' kısmı onu heyecanlandırıyor. Ehhh babayı da ben sokuyorum işin içine Ege çalıyor, biz oynuyoruz...Ege gülüyor..

Mandallarla çok renkli bir oyun..

Parmaklarının güçlendiğini fark ettim çok kısa sürede. Mandalları tek tek takıyoruz, sonra da tek tek çıkarıyoruz. Bu aktiviteyi yaparken renkleri de çalışabiliyoruz. Ege'nin isteğine göre artık şekilleniyor.

İpten geçmece oynamayı seviyor..

Bu oyunu da favorilerimize ekledik. Çok eğlenceli, babası da seviyor.

Her akşam resim yapıyoruz ailece..

Şu sıralar Ege'nin en sevdiğin aktivite 'baba, resim yapalım' cümlesiyle başlıyor. Artık olaya el attım ve bizimkilerin sanat çalışmalarına biraz yön verdim; şimdilerde babasının başlatıp yarım bıraktığı bir çizgiyi kaldığı yerden devam ettiriyor. İlk birkaç denemede bunu yapamamıştı, rastgele biryerden başlayıp karalıyıvermişti ama iki üç göstermeden sonra gayet başarılı devam ettiriyor. Bu çalışmanın dikkatini yoğunlaştımasına çok yardımı olduğunu görüyorum. Herkese tavsiye ederim.

Ege yine mutfakta...

Bizim evde yemekleri Ege karıştırır. Annesinin en büyük ve en istekli yardımcısı. Bu arada da duyu eğitimine devam..boş durmak olmaz;

Ege mutfakta

Önce ekmekleri kesti, sonra da salça sürüyor. Ege'yi sessiz tutup iş yapabilmemin püf noktası ona iş yaptırmak. Anne mutfakta, Ege mutfakta. Anne banyo temizliyor, Ege banyo temizliyor..Benim yapışık ikizim. Bu arada arkadaki siyah poşet de fotoğrafa haddinden fazla doğallık katmış:)

Kitap severler biraraya gelmiş

Odaya bir girdim ki bu manzara hemen çekmeden olmaz. Minikler sıra sıra oturmuşlar da kitap almışlar ellerine:) Biz büyükler ise içerde muhabbette. Şimdi örnek alınacaklar kimler peki?

25 Aralık 2010 Cumartesi

Ege dedi ki...

Bugünlerde faranjit görünümlü griple yatak döşek oldum. Ege yanıma geldi ve dedi ki; "bu poytakayi sana veyim hastalık gitsin anne"

Ege Dedi ki...

Anne hadi maymun olalım,
Olalim annem. Nasıl olacağız canım?
Bak iste böyle "uu uu uu"
Babası: "oğlum annen her zaman yapar da şimdi hasta biraz rahat bırakalım"
Ne desem şimdi?

23 Aralık 2010 Perşembe

Arkadaşlarıyla olmaktan çok keyif almaya başladı, artık büyüyor benim oğlum..

Ela, Efe ve Ege...daha çok görüştükçe daha ortak oyunlar oynamaya başlıyorlar..Tabii ki, illaki paralel oyun.Herkes kendi başına ama aynı işle aynı ortamda ilgileniyorlar. Çok keyif aldıkları belli oluyor..''Bize yine gelin olur mu? ''dedi onları uğurlarken hepimiz çok şaşırdık, tatlı dilli seni.

Havalar soğudu, sık sık alışveriş merkezlerine taşınıyoruz...

Hiç istemiyorum Ege'yi alışveriş merkezlerine götürmeyi, bir yerlere kapanmayı, oradaki bilgisayarlarla oynatmayı ama hepsini yapıyorum çaresizce...oraya ne zaman gitsek ''anne, eletirik çağpıyo'' diyor bebişim.Madem ordayız bari eğlenelim; daha boyu yetmiyor ama azmine hayran kaldım, bu azmi anaokuluna başlarken de görmek istiyoruz..

26 Kasım 2010 Cuma

Evet de insan hiç mi bıkmaz?

Çocukları ev işlerine dahil etmenin önemini bilmek, iyi, güzel, hoş da ama bir yere kadar..Artık evde süpürge açmaya korkar olduk. Binbir türlü entrikalar çeviriyoruz, hava sıcaksa Ege sokakta, ben süpürge başında..hava soğuksa anlaşma üstüne anlaşma.

Erkekler mutfakta

Montessori'nin tam bana göre olduğunu söylemişmiydim...erkekler mutfakta ben de kayıtta..
Kışlık domates stoğumuzu yapmamız bir haftamızı aldı. Murat'ı bilmem ama Ege akşamları iple çekiyordu. Babası eve girer girmez ''baba, hadi dızzzzz yapalım''.    Murat'çım çocuk seninle yapmak istiyor. :)

Süzgeçte resim

Bir çok blogda gördüğüm bir etkinliği Ege'yle yapmak için sabırsızlanıyordum. İlk denememizde Ege daha çok parmak boyalarını kağıda sürmekle ilgilenmişti, ikinci yapışımızda Ege çok daha fazla dahil oldu ve çok iyi vakit geçirdik. Sonucu yayınlamak işi sonraya kaldı çünkü hala fotoğrafını çekemedim. Şimdilik elimdeki tek fotoğrafı yayınlıyorum. İnşallah Ege akşamları erken yatarsa annesi de azıcık şu işlerle ilgilenecek.

Ege'nin fotoğraf makinesinden

 

Montessori'yi hayatımıza sokarken

Montessori yöntemi tam da istediğim çocuk yetiştirme yöntemiymiş. Kısmen de yapıyormuşum, sonuçta çocuğun seçimlerine saygı göstermekle bir çok şeyi çocuk hallediyor zaten. Ama bu işin adını koyunca, bir sistematiğe bağlanınca çok daha özenli ayarlamalara da yer vermeye başladık hayatımızda. Önce odasını elden geçirdik, resimlerini ekleyeceğim, ardından pratik hayat aktivitelerine ağırlık vermeye başladık, ordan burdan malzeme denkleştirdik. Bunları yaparken tabii ki Ege'de aktif çalıştı. Ona sorarsanız babası Ege'ye yardım etti.
                                       Önce raf yapmak için birlikte kuruluş şemasını incelediler.
Ve çalışmaya hazırlar...
İşte sonuç



Raflardan sonra bebeğimizin boyutlarına uygun masa ve sandalyelerini de bitirdiler. O hafta sonu çok yoğunlardı evin erkekleri.. Gerçekten Ege'nin bu kadar keyif alarak bir işle uğraştığını görmek beni çok mutlu etti.

25 Kasım 2010 Perşembe

Tatilde...

Bu yaz çıktığımız tatilde yine hoş şeyler yaşadık. Ege'nin temizlik yapma sevdasını Ege'yi tanıyan herkes bilir, tabi beni tanıyanlar da..Favorisi süpürge ve toz alma(sulu sulu)..havuzda kenar taşlardan başladı sonra lambalara geçip, havuzun yanındaki oyuncaklarla mıntıka temizliğini bitirdi. Sonra da İngiliz bir arkadaş buldu kendisine, beraber temizlik yapmaya bayıldılar. Bir de Ege, geç konuşmaya başlamış İngiliz bebişinin ne dediğini sorup durmasaydı...
Her ne kadar babamızın mantığı aksini söylese de içten içe ''Allah Allah! bu çocuk neden böyle şeylerle oynuyor?'' diye hayıflanır benim kocuşum.. ben bilmem mi :) Cevabı da hazırdır ama ''Tabi bütün gün, bakıcısını, seni görüyor başka ne yapsın çocuk'' eee haklı tabi.


.
Ege'nin en sevdiği şeylerden biridir denize, göle, havuza, her bulduğumuz su birikintisine taş atmak, çıkardığı sesi dinleyip, dalgaları izlemek ardından da 'cumbuylop' demek. Bu da bizim ilk fizik deneyimimiz oluyor. Tabi bir de küvetteyken battı-çıktı oynamak. Bir de biraz susabilsem, beklemeyi ve izlemeyi öğrensem...(Her malzemede Egecim bu battı mı?)Montessori'de sistem çok güzel ama nasıl tutucam dilimi?

10 Kasım 2010 Çarşamba

Sabah 7.30'da gelip yanıma yattı.
-"Anne"
-"efendim oğlum"
-"çakmak çakarrr..."
-???evet Çakar oğlum.(evde çakmak da yok ama)

3 Kasım 2010 Çarşamba

Dün akşam her akşam olduğu gibi

Muratla aksam yemeğinde iki satır bişey konuşacağız ama asla vazgeçmiyor, bir ses aniden yukseldi ve "benim sözümü dinler misin?,anne!!"
Başka kimi dinleyeceğim ki zaten:),çok tatlısın sen.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...