rehberlik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
rehberlik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Ocak 2021 Cuma

Hoşgeldin Meslektaşım!

Hoşgeldin meslektaşım,

Okulunu bitirdin. MEB, çoktan seçmeli bir sınav ile senin yeterli olup olmadığını ölçtü, senin iyi bir psikolojik danışman/rehber öğretmen olacağına kanaat getirmiş olmalı ki bir okula da atadı. Bu yazıda, okulda geçireceğin yıllar boyunca işine yarayacağını temenni ettiğim bazı noktalardan bahsedeceğim. 

Öncelikle psikolojik danışmanlık ve rehberlik uygulamalarını tam olarak anlamlandıramamış, kendine entegre edememis bir sistem içine girdiğini bil. Alanının ne olduğunu, neden var olduğunu ve neler yapmakla yükümlü olduğunu ve uygulamada nelere dikkat edilmesi gerektiğini okul yönetimine ve öğretmen arkadaşlarına henuz sene başında anlatman seni yıl boyu gereksiz sürtüşmelerden ve belirsizlikten kurtarır. Uygulama ile ilgili açıklamalar yaparken, neden ayrı bir odan olması gerektiğini anlattığında bunun bir ayrıcalık olmadığı da anlaşılacaktır. Sana bir öğrenci yönlendirilmek istendiginde bunu ne gibi durumlarda ve ne şekilde yapmaları gerektiğini de açıkla. Aksi takdirde, derste konuşanı,  arkadaşını rahatsız edeni, derse geç geleni, sigara içeni, dersin düzenini bozani kapında bulabilirsin. 
Mesleki sınırlarını, kendi anlayisini net şekilde ifade et ki sonrasında yanlış giden bir şeyler olduğunda bu konuşmaya referans vererek küçük hatırlatmalar yapabilesin. Bu ve bunun gibi nedenlerle görev tanımının yapıldığı ve alanın sınırlarının çizildiği yönetmeliğini oku ve uygulamalar konusunda tecrübeli meslektaşlarınla istişarede bulun. Son olarak atandığın kademeye ait yonetmeligi de oku. Artık teorik olarak hazırsın.

Okullar açıldı, öğretmenler kurulu olacak. Bu kurullarda çoğu zaman yeni gelenleri, en gençleri yazman seçme eğilimi vardır. Bununla ilgili de bir iki kelam etmeden gecmeyeyim. Baştan söyleyeyim. Piyango sana çıkar da seçilirsen, ikinci bir yazman da yoksa, bu konuda tecrübeli birini daha yanına iste. 

Kurulda Rehberlik Hizmetleri Yürütme Komisyonu seçilecek. Bu komisyona seçilen öğretmenlerin PDR hizmetlerine  sempati duyan, önemini kavramış kişilerden oluşması işini kolaylaştırır. Bu nedenle kuruldan önce uygun kişilerin isimlerini idaren ile istişare et. Toplantıda gönüllü olan çıkmaz ise kimlerin görevlendireceğini şansa bırakma. Aksi halde rastgele seçilen isimler sadece kağıt üstünde kalırlar. 

İşleyişe başladıktan sonra e-rehberlik üzerinden okulun rehberlik planını hazırlaman gerekecek. Bu konuda kılavuzu okumanı tavsiye ederim ancak yeterli gelmezse üzülme yalnız değilsin. Pek çok kişi kodlar arasında kaybolup, birbirlerine sorarak öğreniyor. Ayrıca bu konuda sık sık hizmet içi eğitim yapılıyor. Eğitim alamadın mı? Kimseyi de tanımıyorsun belki, bu durumda bulunduğun ilçedeki RAM'da çalışan meslektaşlarından destek isteyebilirsin. 

Ayrıca okullarda BEP geliştirme birimi vardır. Sen bunun doğal uyesisin. Ancak şunu bil ki okullarda BEP Toplantılarını yapmaktan sorumlu olan kişi okul müdürü veya onun görevlendirdiği müdür yardımcısıdır. Birimi toplayan da odur, başkanlık eden de. Rehber öğretmen olarak, sınıfında kaynaştırma kararı alınmış öğrencisi olan öğretmenlere BEP dosyası hazırlayabilmeleri için ihtiyaçları olan evrakları ve bunları doldurmaları konusunda müşavirlik sağlarız. Toplantılara katılır ve çocukla ilgili görüş ve gözlemlerimizi paylaşırız.

Eğitim öğretim yılının başında eğitici kollar oluşturulur. Bizim bu işlemlerle ilgili yönetmelikte bulunan görevimiz dışında her hangi bir görevimiz yoktur. Okul idarelerince, eğitici kol listelerini hazırlamanız istenirse görevinizin ne olduğunu kibarca hatırlatabilirsiniz. 

Yıllık programdan sonra okula ait psikososyal müdehale ve siddeti önleme planı yapacaksın. Okul müdürleri psikososyal müdahale ekibi oluşturacak; sen de bu ekibin doğal üyesisin. 

Okullarda hepimiz eğitimci olsak da aslında iki grup vardır. Öğretmenler ve idareciler. Bizler öğretmen kadrosundayız ve tüm özlük haklarımız öğretmenlerin haklarıyla aynı. Fakat idareler bazen rehber öğretmeni bir idareci gibi görme eğiliminde olabiliyorlar ve sizden idarenin görev tanımı içerisindeki görevleri yapmanızı isteyebiliyorlar. Hatta bazen öğretmenler odasından bilgi getirmenizi isteyen idarecilerle karşılaşırsanız da şasırmayın. Bu durumlarda bir rehber öğretmenin görevini ve pozisyonunu hatırlatmanız gerekebilir. 

Bir psikolojik danışman ve rehber öğretmen olarak okul iklimi üzerinde olumlu bir etkin olabilecek güçte olduğunu unutma. Hele ki bunu kendine misyon edinirsen, zaman içinde okulun kültüründe olumlu bir iklim oluşmasına destek olabilirsin. Öğretmenler arasındaki bağı güçlendirecek ortamlar yaratabilirsin. 

Derneğe üye olarak ve sosyal medya hesaplarını ( #egt #egtyayın #egtkonus gibi etiketleri) mesleki gelişimin icin takibe alarak kişisel profesyonel ağını genişletebilir; eğitimdeki yenilikleri takip edebilir ve bunları okuluna yansıtabilirsin.

Bir psikolojik danışman/rehber öğretmenin, çalıştığı okula en büyük katkısı okul personelinin vizyonlarını genişletmelerine olanak sağlamak olacaktır. Bunu da ancak ve ancak ogretmenler odasına sık sık giderek, öğretmenlerle sıcak bir etkileşim içinde olarak yapabilirsin. Öğretmenler odasındaki sohbetler sana grup hakkında kısa zamanda çok fikir verecektir. Ayni zamanda bu sohbetlerde pek çok fikrin temelini de ufak ufak atabilirsin. 

Unutma! Ögretmenler odasından soyutlanmış bir PDR Uzmanı için yapabilecegi şeyler çok kısıtlanmış demektir.

Öğrencilerle etkileşim içinde olmak icin derslere girmeyi beklemek zorunda değilsin. Teneffüsler, diğer öğretmenlerin dersleri, koridorlar, bahçe her yer bizim. 

"Danışmanlık Tedbiri" adı altında suça karışmış çocuklarla yürütülmesi gereken danışmanlıkları da senin yurutmeni isteyecekler ve bu sorumluluğun sana verilmesi için, çocuğun okulunda öğrenci olması bile gerekmiyor. Senin mahallende oturması yeterli. Bu aslında MEB'in değil, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın sorumluluk alanında olmasına rağmen, neden bize verildiğini sorma. MEB başka bir bakanlıkla protokol yapıveriyor, bir bakmışsınız başka bakanlıkların da görevlerini yapıyorsunuz. Zorla verilen, kısacık bir hizmetçi eğitimle artık bir hakime nasıl evrak dolduracağınız konusunda da uzman olmuşsunuz. 

Sevgili meslektaşım son olarak en çok can sıkan konulardan birine deginip yazıyı bitiriyorum: Zorunlu olarak ikinci bir okul görevlendirmesi tebliğ edilmesi. Bil ki bu yasal değildir. Olması gereken senin ikinci bir okulda görevlendirilmek üzere bir dilekçe ile idarene başvurduktan sonra görevlendirme yapılmasıdır. Aksi hallerde ne yapacağını öğrenmek için ilindeki dernek temsilcilerinle iletişime gecebilir ve Türk PDR Derneğinin web sayfasından bilgi alabilirsin.

Unutma! hiçbir konuda yalnız değiliz. 


Not: Bu yazıyı kişisel deneyimlerime göre yazdığım tahmin edilebilir olsa bile ısrarla altını çizerek ifade etmek istiyorum. Meslekte geçirdiğim 22 yıl boyunca verdiğim mucadeleler, edindiğim tecrübeler ışığında ortaya çıkan bu yazı oldukça kişiseldir ve genç meslektaşlarımla deneyim paylaşmak, biraz da serzenişte bulunmak amacıyla, içinde hiciv barındaracak şekilde yazılmıştır. Mutlak kesin bilgi olarak bakılmayıp, benim mesleğimi yorumlama biçimimin ve kişiliğimin de yazıda etkisi olduğu unutulmamalıdır.


- Posted using BlogPress from my iPhone

7 Mart 2019 Perşembe

Oyun Yoluyla Davranış Değişikliği Kazandırma Grup Çalışması 1. ve 2. Oturumu

19 yıllık deneyimim sonucunda ailelere iletişim semineri vermenin harcadığım çabaya karşılık gelen bir fayda sağlamadığını gördüm. Bu yıl küçük ölçekli bir okulda olmanın avantajı ile küçük grup çalışması yapma şansı bulunca, tam istediğim fırsat dedim ve ebeveyn-çocuk arasındaki ilişkileri güçlendirmek, özellikle annelerin davranışlar konusunda farkındalıklarını arttırmak amacıyla; oyun temalı 6 oturumluk bir grup çalışması hazırladım. 2 aylık hazırlık süresi içinde, bu çalışmanın yerini bulup bulmayacağı konusunda zaman zaman endişelendiğim, daha etkili hale getirebilmek için dönüp dönüp değişiklikler yaptığım zamanlar oldu. Oturumlara başlamadan önceki akşam gerçekten heyecanlıydım. O kadar emeğe değecek miydi?

Oyun, ebeveyn-çocuk ilişkisinde yakınlaştırıcı ve kolaylaştırıcı bir etkiye sahip olduğundan oturumlarımın odak noktasını oyun oluşturdu. Psikolog Alteha Solter’ın “Oyun Oynama Sanatı” ve Deniz Altınay’ın “Psikodramada 400 Isınma Oyunu” kitaplarından faydalanarak hazırladığım oturumların ilkinde karşılıklı beklentilerimizi netleştirdik, tanıştık, çalışmanın ayaklarının yere basması için temel kavramları tartıştık, videolarla somutlaştırdık. İkinci oturumda 9 tür bağlanma oyunu hakkında konuştuk, örnek oyunlar oynadık, her evde yaşanan ortak sorunlardan bahsettik.



Grup içerisinde yaşananlar bu yazıda asıl paylaşmak istediğim aslında: Anneler birbirlerine tecrübelerini aktarmakta ve denedikleri çözüm yollarını paylaşmakta çok istekliydiler ve son derece katılımcıydılar. Oyun oynuyorlar, soru soruyorlar, not alıyorlar, fotoğraf çekiyorlar, tam yaşadıkları konuya parmak bastığınızda o heyecanla sözünüzü kesip yaşantılarından örnekler veriyorlar. Oyun oynamaya alışkın olmamanın getirdiği biraz mahcup ama hevesli olduklarını gösteren utangaç gülümsemeler eşliğinde harika katılım gösteriyorlar.

Daha ikinci oturumda annelerden olumlu dönüşler almaya başladım. Hırçın  ve saldırgan davranışlar sergileyen oğlunun sakinleştiğini, kendisi ile işbirliği yapmaya başladığını anlattı annelerimizden biri. Pek çoğu da farkındalıklarının arttığını anlatan geri dönüşler yaptılar. Bir kaç anne geriye dönük iç hesaplaşmalara girdiler. Bazıları sorgulamayı biraz ilerleterek bir yargıda bulundular ve bazı durumlarda farklı davranmış olmayı dilediklerini ifade ettiler, galiba biraz vicdanen huzursuz oldular desem yanlış olmaz. Kimsenin kendisini yetersiz hissetmesini istemediğimden Prof. Üstün Dökmen Hocamızın her zaman söylediği ve beni çok rahatlatan cümlesini tekrarladım: "Annelerin sayılabilir miktarda hataları vardır ancak sayılamayacak kadar çok artıları vardır; yalnızca sevgileri, her türlü hatalarını örtmeye yeterlidir."

Bu küçük grup çalışması beni gerçekten motive ediyor, heyecanlandırıyor ve yaşam enerjimi arttırıyor. Yıllardır içten içe hissettiğim şeyi artık yüksek sesle dillendirebilirim sanırım. Bir Psikolojik Danışman olarak en keyif aldığım çalışma alanı yetişkin eğitimleri. 





26 Nisan 2017 Çarşamba

Çocuklarınız icin ayağa kalkma zamanı. Su anda neden size ihtiyaçları var?

Aslinda bu yazıda çocukları olan olmayan tüm okurlarıma sesleniyorum.

Çocuklarımızın sizin sesinizi duyurmanıza ihtiyacı var.

Okul Psikolojik Danışmanları; Psikolojik Danismanlik ve Rehberlik Derneği, akademisyenler ve egitim sendikaları ile birlikte bugünlerde topyekun bir savaş veriyor. Bu savaş çocuklarımızı son derece yakından ilgilendiriyor.

Peki hangi konuda?

Okul Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Uzmanlarının (Rehber Ogretmen) çalışma şeklini belirleyen bir yönetmelik var. Tam şu sıralarda bu yönetmelik köklü bir değişikliğe uğruyor. Taslak hazır ve imzaya gitti. İmzadan çıkarsa yapacak hiçbirşey kalmıyor.

Peki bu değişiklik sizi neden ilgilendiriyor?

Psikolojik Danışmanlar çocuklara hicbir koşul koymadan, onlarla güvene ve anlayışa dayalı bir iliski kurarlar. Çocuklar ne hata yapmış olursa olsun, onları koşulsuz kabul eder, dinler, anlar ve onlarin yanında olurlar. Daha sonra ogretmenlerle, okul idaresiyle ve aileleri ile görüşürler ve çocuğun doğru anlaşılmasına aracılık ederler. Yaşadıkları problemleri çözmelerinde onlara yardımcı olurlar. Kısaca en zor anlarında çocukların yanlarındadırlar. Koşulsuz kabul ve karsilikli güvene dayalı bir iliski kurdukları icin cocuklar bazen anne-babasına ya da öğretmenlerine söyleyemedikleri olayları PDR Uzmanına anlatma cesareti gösterirler. Medyaya da yansıyan haberlerden de bilirsiniz ki birçok taciz olayını bazen kurdukları bu iliskiler sayesinde öğrenir bazen ogretmenin farkedemedigi ipuçlarını farkederek olayı açığa çıkarırlar.

Ama yeni yönetmelik bu haliyle imzadan geçerse, Psikolojik Danışmanların çocuklarla guvene ve koşulsuz kabule dayalı bir iliski kurması mumkun olmayacak. Uzun lafın kısası bu yönetmelik çıkarsa okul danismanlari artık Psikolojik Danismanlik hizmeti veremeyecekler.

Ne yapabilirsiniz?

Çocukların kaliteli danismanlik hizmeti alma hakkını korumak adına Bimer'e başvurarak endişelerinizi anlatabilir ve yönetmeliğin imzalanmadan önce kamu ile paylaşılmasını talep edebilirsiniz.

İş işten geçmeden lütfen aşağıdaki linke başvurunuzu yapın, bilgi edinme hakkınızı kullanın.

Örnek dilekçe üzerinde bazi değişiklikler yaparak aşağıdaki yazıyı kullanabilirsiniz.

https://www.bimer.gov.tr/

Örnek Başvuru:

Sayın MEB yetkilileri;

Psikolojik Danismanlik ve Rehberlik Yönetmeliginin değişmek üzere oldugu söyleniyor. Sosyal medyadan yapılan paylaşımlardan gördüğümüz kadarıyla rehber ogretmenler yeni yönetmelik konusunda oldukça endişeli. Bu durum beni de bir veli olarak düşündürüyor. Siz yetkililerden istegim yeni yonetmeligin imzadan geçmeden önce kamu ile paylaşılması ve yönetmelik üzerinde rehber ogretmenlerle bir uzlaşı sağlanmasıdır. Ayrica bizlere bu yonetmeligin çocuklarımızın kaliteli danismanlik hizmeti alma hakkını nasıl koruyacağını açıklayan bir bilgilendirme yapılmasıdır.

Saygilarimla


- Posted using BlogPress from my iPhone
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...