ödev etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ödev etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Ekim 2015 Salı

Aileler ilkokul çocuklarına ödev yapma alışkanlığını nasıl kazandırabilirler?

İlkokullarda okulun ilk aylarında velilerin PDR servislerine başvurma nedeni çoğunlukla aynıdır. Çocuğunu ödevin basına oturtmakta zorlanan veli, oturduğunda da ödevi yaptırmakta sorun yaşar. Her eğitim yılı başında oldugu gibi bu yıl da 1.sinif velilerimizle bir seminer gerçekleştirdik. Velilerimizden birinin sunumdaki bilgileri ihtiyac duydukça tekrar okumak istemesi üzerine bloğa bu konuda bir yazı koymamın faydası olacağını düşündüm. 

Bilinmelidir ki her çocuğun ödev yapmak istememe nedeni farklı olabilir. Bu nedenleri şöyle toparlayabiliriz.. 


Çocuklar neden ödev yapmak istemez? 
  • Yazılarının kötü olduğunu düşündükleri için,
  • Anne-baba tarafından yazıları eleştirildiği için,
  • Ödevin tamamı gözlerine çok göründüğü için,
  • Nasıl yazacaklarını anlayamadıkları için,
  • Ödevi neden yapmak zorunda olduklarını anlamadıkları için,
  • Tekrar tekrar aynı yazıyı yazmayı anlamlı bulmadıkları için,
  • Ödev yapma saatleri çatışmaya dönüştüğü için,
  • Hazır olmadan ödev yapmaya zorlandığı için,
  • Yalnız başlarına kalmaktan sıkıldıkları için,
Çocuğunuz saydığımız nedenler içinden hangilerinden rahatsız oluyorsa, o sorununa yönelik çözüm üretmek zorunda olduğumuz icin nedenleri iyi saptamak gerekir.

Not: Bu yazı velilere yönelik olduğu için yazıda ödevin kalitesi (niteliği), öğrenciye uygunluğu, çekiciliği, ne amaçla verildiği, miktarı gibi okuldan kaynaklanan değişkenlerden bahsetmiyorum.. 


Aileler çocuklarına ödev yapma alışkanlığını nasıl kazandırabilirler?

Çocuğunuz/siz yazısının kötü olduğunu düşünüyorsanız neler yapabilirsiniz?
  • Çocuğa önce yazısı ile ilgili yardım isteyip istemediğini sorun.
  • Hataları siz söylerseniz eleştirmiş olursunuz, ona söyletirseniz öz değerlendirme yaptırmış olursunuz.
      • "k harfinin üst tarafı çizginin neresinde?"
      • "a harfinin yuvarlak kısmının büyüklüğü sence nasıl?"
  • Siz iyi ya da kötü yazdığını söylemeyin.
  • Yazdıkları içinden en iyisi olduğunu düşündüğü kelimeyi/harfi vs. ona buldurun.
  • Neden iyi olduğunu düşündüğünü sorun, anlatamazsa ipucu verin.
      • "Görüyorum ki harf olması gerektiği gibi iki çizginin arasında, harflerin büyüklükleri aynı olmuş, kelimelerin hepsi çizginin üzerinde sıralanmış vb." 
  • Çocuğunuzu cesaretlendirin.
      • “Yazı yazarken acele etmeden, özenerek yazıyorsun.”

Ödevin tamamı çocuğunuzu ürkütüyorsa ne yapabilirsiniz?
  • Ödevi çocuğunuzun performansına uygun olacak kadar küçük parçalara ayırın. 
  • Sonuca değil sürece vurgu yapın böylece kontrolün kendisinde olduğunu hissetsin.
      • “Önemli olan yazının çok güzel, çok düzgün olması değil, önemli olan elinden geleni yapman” diyerek onu hem rahatlatmış hem de cesaretlendirmiş olursunuz.

Çocuğunuz ödevini nasıl yapacağını anlayamamışsa nasıl yardımcı olabilirsiniz?
  • Yazamadığı harfi, (varsa) yazı tahtasında, yoksa büyük bir kağıt üzerinde çalıştırın.
  • Harfin yazımını parçalara ayırarak öğretin. e harfini öğretirken; önce üst çizgiye doğru çiz, sonra oradan alt çizgiye doğru bir yarım yuvarlak çiz…şeklinde. 
  • Hala yapamıyorsa kılavuz noktalar kullanın.

Ödevi neden yapmak zorunda olduklarını anlamamışlarsa ne yapabilirsiniz?

O an yapması gereken ödevin ne işe yarayacağını açıklayın. "Tekrar tekrar aynı şeyi yazmanın bir nedeni öğrenmeni sağlamak diğer nedeni ise bilek ve parmak kaslarının gelişmesine destek olmak" diyebilirsiniz.


Tekrar tekrar aynı yazıyı yazmak istemiyorlarsa ne yapabilirsiniz?

Eğer çocuk yazının nasıl yazılacağını anlamışsa ve birkaç tekrardan sonra artık yazmak istemiyorsa, ödevi bitirmesi için bir önceki maddede açıkladığım gibi bir açıklama yaparak ikna etmeye çalışabilirsiniz ama gerginlik pahasına ısrar etmeyin ve durum hakkında öğretmenine bilgi verin. Ortak bir strateji belirleyin.  


Ödev yapma saatleri çatışmaya dönüşüyorsa ne yapabilirsiniz?

Herşeye rağmen ödevini tamamlamak istemiyorsa kesinlikle inatlaşmaya girmeyin. Aranızdaki ilişkinin zedelenmemesi çok daha önemli. Ödev yapmamanın sonuçlarını yaşaması için ödevini yapmadan okula gitmesine izin verin ve öğretmene durum hakkında bilgi verin.

Unutmayın çocukların dikkat süreleri yaşları +3dk.dır. Çocuğunuzu saatlerce ödev başında oturmak zorunda bırakmayın.

Yalnız kalmak istemiyorsa ne yapabilirsiniz?
  • Yanında bulunun ancak ödevi onun adına yapmayın.
  • Motive etmek için siz de kendi sayfanıza aynı ödevi yapabilirsiniz.
  • Zamanla çocuğun hazır hissetme durumuna göre yanında kalma sürenizi azaltabilirsiniz.

Çocuğunuz hazır olmadan ödev yapmak zorunda bırakmamak için ne yapabilirsiniz?

Gününü planlamasını öğretin. Çocuğunuzun isteklerine göre planı yapmasına fırsat verin. Günlük plan yaparken sadece ödevin en sona bırakılmadığından emin olun, bu kadarı yeterlidir.

Henüz okuma yazma bilmeyen çocuklar da günlük plan yapabilir.

Genel Öneriler
  • Ödevin yapıldığı saatte çocuğun dikkatini dağıtacak bir etken olmamasına özen gösterin.
  • Yanlış yaptığı için çocuğa ödevini baştan sona yeniden yaptırmayın. Yanlış yazdığında sildirmeyin, yanına doğrusunu yazdırın.
  • Masa başı ödevler için çocuğunuza uygun alanlar yaratın. Ayrı bir oda imkanı yoksa ona tahsis edebileceğiniz sessiz bir köşe yeterli olur.
  • Korkutarak ya da rüşvet vererek nasıl bir çocuk yetiştirmiş olursunuz? Ödev yapması için ödül/ceza yöntemini kullanmayın. Günlük plan yöntemi ile ödeve oturma sorununu halledebilirsiniz. Ödevini yaparsan dışarıya çıkabilirsin, ödevini yaptıktan sonra TV seyredebilirsin gibi şartlar koymayın. Bu ödevi sadece daha itici yapar ve asıl istediğini elde etmek icin asılması gereken bir engel olarak algılanmasına neden olur.  

5 Aralık 2013 Perşembe

Ödev konusunda yapılmış bilimsel araştırmalar ne diyor?

Eğitim sistemimizi çocuğun sadece akademik gelişimi açısından değil, aynı zamanda psikososyal gelişimi açısından ele almak  ve eğitime eleştirel bakmak gerektiğini düşünüyorum. Bu yazıyı kaleme almamın sebebi ev ödevlerinin öğrenme üzerindeki etkisini irdelemek ve bu sayede veliler ve öğretmenler tarafından ödevlerin sorgulanmasını sağlamaktır. 

Ödev dendiğinde ilk akla gelen ev ödevleridir ancak eğitim sistemimizde temelde 4 tür ödev vardır.
  1. Yardımcı ders kitapları
  2. Günlük ev ödevleri 
  3. Proje çalışmaları: öğrencilerin araştırma yapma becerilerine yönelik uzun süreli çalışmalar.
  4. Performans ödevleri: Bu uygulamanın amacı, proje çalışmalarındaki sürecin okulda gerçekleştirilmesi ve bu sayede öğrencilerin geliştirdikleri becerilerin öğretmen tarafından gözlenmesidir fakat uygulamaya ödev formatında girmiştir (Berberoğlu, 2008).
Öğretmen ve velilerin, yerleşik bir uygulama olan ödevler konusunda katı inançları olabileceğinin farkındayım. Birçok öğretmen ve velinin okulda görülen derslerin ödevlerle evde pekiştirilmesinin öğrenmeyi kalıcı kılacağına, sorumluluk duygusunu geliştireceğine ve başarıyı arttıracağına inandıklarını biliyorum. Peki, gerçekten öyle mi? Eğer öyleyse ev ödevlerinin verilme sıklığı, uzunluğu gibi noktalar önemli mi? Uzun süreli proje ödevleri gerçekten öğrenmeyi sağlamada etkili mi? Bu soruların cevabını bulmak için önce araştırmalarda ulaşılan sonuçlardan, sonrasında bu sonuçları nasıl yorumladığımdan bahsedeceğim.


Proje çalışmaları:
  • “Türkiye’nin de katıldığı uluslararası Okuma Becerilerinde Gelişim-PIRLS verileri incelendiğinde 4.sınıf öğrencilerinin proje yapma sıklığı ile okuma becerileri arasında olumsuz bir ilişki bulunmuştur(yani daha çok proje yaptıkça öğrencilerin okuma becerisindeki başarı düşmüş)…. Türk öğrenciler okudukları hakkında bireysel veya grup projesi…gibi etkinlikleri ortalama olarak haftada 1-2, AB üyesi ülke öğrencileri aynı etkinlikleri ortalama olarak ayda 1-2 kez yapmaktadırlar. Buradan da anlaşıldığı üzere gelişmiş ülkelerde eğitim ilkokul düzeyinde çok fazla proje tabanlı yürütülmemektedir”(Aktaran: Berberoğlu, 2008,s. 50-51).
  • “…Aynı şekilde yabancı literatürde de proje tabanlı uzun ödevlerle matematik dersindeki başarı arasındaki ilişki ilköğretim 2. kademede ters yönde bulunmuştur(şöyle de diyebiliriz; daha çok proje ödevi yapan öğrencilerin matematik başarısı düşük çıkmış)”(Akt: Berberoğlu,2008.s.50).
  • “…TIMSS’ de 8. sınıf öğrencilerinin Matematik ve Fen Bilgisi başarıları ile gerçekleştirdikleri proje çalışmaları değerlendirildiğinde; öğrenme ile proje ödevleri arasında olumsuz ilişki gözlenmiştir”(Akt: Berberoğlu,2008, s.51).
Sonuç olarak proje çalışmaları ile akademik başarı arasında yurt içi ve yurt dışında yapılan araştırmalarda olumlu bir ilişki bulunamamıştır. Hatta verilen proje ödevlerinin sıklığı arttıkça öğrenci başarısının düştüğü görülmüştür.


Performans ödevleri ile ilgili olarak yapılan deneysel çalışmalar, performans ödevlerinin öğrenmeye katkısı olduğunu gösteriyor ancak “…her aşamasının uzmanlarca kontrol edildiği ve uygulayıcılara sürekli geri bildirim verildiği deneysel ortamın ülke genelinde sağlanamayacağı açıktır. Bu nedenle deneysel çalışma bulguları ile karar vermek, ülke koşullarında uygulamanın nasıl yapıldığını görmezden gelmek anlamına gelecektir”(Berberoğlu,2008).
Günlük ödev miktarı ya da süresi arttıkça öğrenme daha çok gerçekleşmekte midir? 

  • 1986-1992 yıllarında yapılmış bazı çalışmalar ödeve ayrılan süreyle başarı arasında olumlu bir ilişki olduğunu söylemekteyken (Cooper, 1989a; Walberg, Fraser & Welch, 1986; Epstein, 1988; Keith & Cool, 1992), bazı çalışmalar da olumlu bir ilişkinin olmadığını (Check & Ziebell 1980) veya bu ilişkinin nedensellikle açıklanamayacağını (Van Voorhis, 2003) belirtmektedir. 2000’li yıllarda yapılan araştırmalara göre ise ev ödevinin, ilköğretim düzeyinde hiçbir katkı sağlamadığı, ortaöğretim düzeyinde sınırlı miktarda verilmesi halinde bir miktar yararlı olduğu (Cooper ve diğerleri, 2006), daha az ödevin başarıya daha çok katkı sağladığı (Hallam, 2004) ve küçük yaştaki öğrenciler için (3-12. sınıf) beslenme gibi ders dışı etmenlerin; akademik başarı üzerinde ödevden daha etkili olabildiği (Bennett & Kalish, 2006) ileri sürülmektedir. Ayrıca Kohn’a (2006a) göre, ödevin yararlı olduğu algısı, yararlı olacağına ilişkin beklentilerden kaynaklanmaktadır (Akt:Turanlı,2009,s.130).  

  • “…Milli Eğitim Bakanlığı’nın yürüttüğü Öğrenci Başarısını Belirleme Sınavı (OBBS) çalışmalarında temel eğitim ikinci kademe düzeyinde günlük ödev sıklığındaki artışın akademik başarı ile ilişkisi olmadığı görülmüştür… TIMSS ve PIRLS çalışmalarında da bulunduğu gibi öğrencilere çok ödev vermek öğrenmeye yardımcı olmamaktadır… Ödev miktarı ile başarı arasında ilköğretimin birinci kademesinde herhangi bir ilişki çıkmazken, ikinci kademede çok az olumlu ilişki bulunmaktadır (0,07 korelasyon). Lisede ise bu ilişki biraz daha artmaktadır(0,25 korelasyon) (Akt: Berberoğlu, 2008, s.51). Yine bir diğer çalışmada ödevin öğrenci başarısı üzerine pozitif etkisi, yüksek okul ve kolej düzeyinde rapor edilmiştir (Doyle ve Barbar; Fehrman, Keith ve Reimers). Diğer çalışmalarda, ödev üzerinde harcanan zamanın öğrenci başarısında bir farklılık yaratmadığı ve öğrencilerin ödeve yönelik tutumları ile ödev miktarı arasında negatif bir ilişki olduğu bulunmuştur.(Akt:Gür,2003).   



  • “Uzun ödevlerin olumsuz etkileri başka araştırmacılar tarafından da rapor edilmiştir. Özellikle ilköğretimin ikinci kademesinde yapılan bir çalışmada uzun ödevlerle matematik dersindeki başarı arasında ters yönde ilişkiler bulunmuştur… Bu araştırmalardaki genel eğilimler özellikle ilköğretimin birinci yarısında ödevlerin başarıya olumlu katkısı bulunmadığı yönündedir. Öğrencilerin sınıf düzeyi arttıkça miktarı ayarlanmış ödevlerin çok az da olsa olumlu katkıları olabilmektedir. Büyük sınıflarda ödeve ayrılan zamanın günde bir-iki saatten az olduğu durumlarda başarı üzerinde olumlu etkiler görülmekte, bunun üzerine çıkıldığında etki olumsuz olmakta, altına inildiğinde ise başarı üzerinde bir katkı sağlanamamaktadır. TIMSS sonuçlarına göre ödevi daha az vurgulayan öğretmenlerin öğrencileri çok ödev veren öğretmenlerin öğrencilerinden daha başarılı çıkmaktadır. En yüksek matematik başarısı ödeve haftada 1-1,5 saat zaman ayıran öğrencilerde bulunmaktadır. Türkiye’de de Matematikte en başarılı çocukların haftada bir Matematik ödevi yapanlar olduğu rapor edilmektedir” (Akt: Berberoğlu,2008, s.51). 

  • “Ödev verilecekse ayrılacak süre konusunda, 1. sınıf için 10 dakika ve sonraki her sınıf için 10 dakika daha eklenerek hesaplanması (Cooper, 2001) veya ilk üç yıl 20-30 dakika ve sonraki üç yıl ise 30-60 dakika olacak şekilde planlanması önerilmektedir (Van Voorhis, 2004). Fakat bu, tüm ödevlere ayrılacak süredir. Oldukça farklı bir yaklaşımla Strother (1984) ilköğretim öğrencilerinin günde en az bir saat, ortaöğretim öğrencilerinin ise en az iki saat ödev yapmasını önermektedir”(Akt: Gür,2003).

Derste ödevlerin kontrol edilmesi öğrenmeyi geliştirir mi?

“…Araştırmalar ders saatlerinin gerek öğretmen gerekse öğrenciler tarafından ödevin değerlendirilip geri bildirim verilmesi amacıyla kullanılmasının başarı üzerinde olumlu etkisi olmadığını göstermektedir…. Matematik başarısı ile de olumsuz ilişkisi vardır... TIMSS verileri kullanılarak geniş çapta yapılan bir çalışmada bu uygulamaları yapan ülkelerin matematik başarı düzeyi, bu uygulamaları yapmayan ülkelerden daha düşük çıkmaktadır. Benzer bulgular Türkiye için de rapor edilmiştir”(Akt: Berberoğlu, 2008, s,51-52).


Ailenin ödevlere katılımı öğrenci başarısını olumlu yönde arttırmakta mıdır?

“…Bu konu çok araştırılmamış olsa da ailelerin çocuklarının ödevlerine katılımı ile çocukların akademik başarıları arasında eksi yönde ilişkiler ilgili literatürde rapor edilmektedir. Bu durumda aile desteğini en azından günümüz koşullarında savunmak bilimsel bir temele dayanmamaktadır… Öğrenci aile iletişiminin genellikle evde gerginlik konusu olan ödev dışındaki alanlarda sağlıklı bir şekilde kurulması beklenmelidir. …Derste verilen ödev ve proje kanalı ile çocuk-aile ilişkisinin kurulmaya çalışılması uzun dönemde aile içinde gergin ve sağlıksız bir iletişimin gelişmesine neden olabilmektedir (Akt:Berberoğlu,2008,s.52).
Sonuç olarak, günümüzde verilen şekliyle ödevlerin öğrenme üzerinde herhangi bir olumlu etkisi olmadığını görüyoruz. Ortak görüş (küçük yaş gruplarında ) anasınıfı ve ilkokulda verilen ödevlerin öğrenmeyi pekiştirmediği, dolayısıyla başarı üzerinde olumlu bir etki yaratmadığı, üst sınıflarda(kolej ve üzeri) ise sınırlı miktarda verilen az ödevin istatistiksel olarak anlam ifade etmeyecek düzeyde öğrenmeye katkı sağladığı yönündedir.

Her öğrencinin kendi seviyesine ve öğrenme stillerine uygun bireysel ödevler verilmediği de bilinen bir gerçekken, sürekli tekrardan ibaret olan ya da test (soru-cevap) şeklinde verilen, üst düzey düşünme becerilerini kullanarak değil, ezber bilginin kağıda aktarılmasını isteyen ödevler ve proje çalışmaları öğrenciye öğrenme anlamında hiçbir şey katmamaktadır. Aksine öğrencileri öğrenmekten, yazmaktan, okumaktan soğutmakta (bu yazıda yer vermedim ama öğrencilerin ödeve ilişkin algılamalarını içeren araştırmalara çok rahat ulaşabilirsiniz.), çocukların oyun için ayıracağı zamanı ağır ödev yükleriyle geçirmesine neden olmaktadır. 

Oysa biliyoruz ki çocuk oynarken, yaşarken öğrenir ve kişiliği yaşantı yoluyla gelişir, bu nedenle çok değerli olan bu zamanı eğitsel bir değeri olmayan ödevlerle harcaması oldukça üzücüdür. Bir diğer görüş de ödev sayesinde çocuk ve ailenin birlikte zaman geçirmesidir. Elbette aile çocukla birlikte zaman geçirmeli ancak bunun ders dışında bir aktivite ile gerçekleşmesi yönünde çaba harcanmalıdır. Bilindiği gibi ödev yapılan saatler, çocuk ve ebeveynler arasında kaliteli zaman diliminden çok gergin anlar olarak yaşanmaktadır. 

Farklı okul seviyelerinde çalışmış bir psikolojik danışman olarak şunu söyleyebilirim ki; okul öncesi dönemde çocuklarına hiçbir sorumluluk vermeyen, okula başlayınca çocuktan sadece ders çalışmasını/başarılı olmasını bekleyen ailelerin sayısı hiç de az değildir. Bu anlayış çoğunlukla çocuklarımızda notlara ve başarıya aşırı önem verme olarak görülmektedir. Günlük yaşam akışında ailelerin çocuklarına ayırabildikleri zaman oldukça azken, bu zamanın da ödeve ayrılması maalesef pedagojik olarak sakıncaları olan bu anlayışı daha da güçlendirmektedir.

Ödevlerin sorumluluk kazandırdığı iddiasına gelince; çocuk tarafından tek başına tamamlanması mümkün olmayacak şekilde, bilgi ve becerisinin üstünde, çok miktarda verilen, tek tip ödevler ya veliler tarafından çocuğa yaptırılmakta, ya da daha kötüsü kendileri tarafından yapılmaktadır. Bu noktada kaldırabileceğinden fazla ödev yükü nedeniyle, bir işe başlayıp bitirebilme becerisini gösterme şansı bulamayan çocukta sorumluluk duygusunun geliştiğini hangi eğitimci iddia edebilir? Ayrıca bir diğer sorun, öğretmenlerin ebeveynin yaptığı ödevleri değerlendirmeye almaları, hatta sınıflarda sergilemeleridir. Bunun eğitsel bir değeri olmayacağı gibi burada çocuğa verilen mesaj ne kadar etiktir?

İlköğretim seviyesinde ödevin bir de Milli Eğitim boyutunu görmek için İlköğretim Kurumları Yönetmeliğini incelediğimde sadece madde 16 'nın bu konuyla ilgisi var gibi göründüğüne kanaat getirdim:
Madde 16: “İlkokul 1, 2 ve 3 üncü sınıflarda öğrencilerin gelişimi ile öğretmen rehberliğinde gerçekleştirilecek olan proje ve öğrenci performanslarını belirlemeye yönelik çalışmalar, öğretmen gözlemlerine dayalı olarak yapılır.”   
  
Not1 :Yönetmelikte ödevle ilişkilendirilebilecek başka bir madde göremedim.  Dikkatimden kaçan yönetmelik maddesi veya yönergeler varsa, bu konuda okurların katkısının çok değerli olacağını düşünüyorum.

Not 2: Yaptığım alıntıları doğru teknikle vermeye çalıştım ancak alıntılama tekniğinde hata olmuş ise bu konudaki uyarılarınızı dikkate alacağım. (2003'de tezimden bu yana yazı alıntılamadığımı fark ettim. Yüksek lisans öğretmenlerimin ve diğer akademisyenlerin affına sığınıyorum)


Kaynakça: 

Turanlı, S. A. Öğretmenlerin ödeve ilişkin görüşleri: ortamsal etmenlere dair nitel bir çalışma. 2009. Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi Cilt:03 No:37 Syf: 129-143 Erişim: 29.11.2013,  
http://uvt.ulakbim.gov.tr/uvt/index.php?cwid=9&vtadi=TSOS&ano=106579_72eecd8b1ccaa41a46489a72bf45f190

Berberoğlu, G. Ev ödevlerinin öğrenme ile ilişkisi. Cito Eğitim: Kuram ve Uygulama, Kasım-Aralık 2008, Tanıtım sayısı, 50-54. Erişim:28.11.2013,
http://www.atlasilkogretim.com/Ev%20%C3%96devlerinin%20%C3%96%C4%9Frenme%20ile%20%C4%B0li%C5%9Fkisi.pdf

Gür, H.  Ödev yapma stillerinin akademik başarıya etkisi. 5.Ulusal Fen Bilimleri ve Matematik Eğitimi Kongresi 30.04.2003, s.74, Erişim: 28.11.2013
http://www.matder.org.tr/index.php?option=com_content&view=article&catid=8:matematik-kosesi-makaleleri&id=63:ev-odevi-yapma-stillerinin-akademik-basariya-etkisi-&Itemid=38
Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği. 21 Temmuz 2012 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 28360

 

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...