24 Ocak 2014 Cuma

Yetti Artik! Bir Psikolojik Danışman işini yapmak için öğretmenden gelecek izni beklemek zorunda mı?

Psikolojik Danışmanları ilgilendiren yeni yonetmeligimizin tasarisi yayinlandi. Twittera yazdim, facebooka koydum kesmedi.. birkac degisiklikle buradan da yaziyorum. Mesai saatleri ile ilgili olarak yıllardır kulağımıza çalınan dedikodu gercek mi oluyor diye düşünmeden edemiyorum. Var olan mesai saati icinde, okulda ogrenci varken cocuklarla birlikte etkinlik yapabilmek icin danışmanların yaşadığı sıkıntıyı çözeceğimize hala mesai saatlerini....neyse susuyorum. Siz en iyisi mi cocuklarınızın rehber ogretmenleri onlarla bulusabilmek icin enerjisini nasil gereksiz yere harcıyoru buradan okuyun:

Biz danismanlar okullarda (test uyg.,seminer verme, bazi etkinlikler icin derse girme gerekliliklerinden) etik/yasal olmayan bicimde öğretmenlerden ders istiyoruz. Ogretmenlerin derslerini verme zorunluluğu olmadigi gibi isini yapmak icin danışmanların da öğretmenlerden boyle bir özveriyi talep etme zorunluluğu yok. Ayrica ders almamizin yasal bir dayanagi olmadigi icin ogretmen derse kendi girmis gibi defteri doldurup, imzalıyor. O saatte bir sıkınti yasansa resmiyette ogretmen sorumlu gorunecek. Ogrencilerle grup rehberligi yapmamiz bizden bekleniyor ancak bunun gerçekleşmesi icin hangi zaman aralığında yapabilecegimiz konusundaki belirsizligin ortadan kaldirilmasi gerekiyor.

Hepi topu haftada 1 saat olan rehberlik ders saatini neler icin kullanacağını şaşmış durumda rehber ogretmenler. Olcme araçları mi uygulasın?, ilgili rehberlik etkinliklerine mi girsin?, yılda vereceği bilmem kac tane konuda cocuklara seminer mi versin? Yoksa o saatte sinif rehber ogretmeni kendi planini mi uygulasin?...Hal boyle olunca okulda isimizi yapmak icin ders istemedigimiz ogretmen kalmiyor. Kimi dersini verirken surat asıyor, kimi kibarca reddediyor, kimi de "benim dersim onemsiz mi" diye güceniyor. Beden dersini alinca cocuklar dayanamayip kiziyor. Bir yanda alınmış, gonulsuz ogretmenler diger yanda kizgin bir sinif dolusu ergen...

Dersi alana kadar kimine rica minnet, kimine duygu sömürüsü, kimine "bugun olmazsa yarin alacagim ne de olsa, ver kurtul baskısı"... bir sekilde dersi aliyoruz ama enerji, moral, gurur falan kalmiyor.






Yazmanın tadına doyum olmuyor...

22 Ocak 2014 Çarşamba

Finlandiya'da yaşayan Amerikalı bir öğretmenin günlüğünden...Finlandiya'da eğitim nasıl farklı?

Birçok eğitimci gibi ben de Finlandiya eğitim sistemini merak eder oldum. Merakımın temel nedeni Fin'li çocukların PİSA sınavında başarılı olmaları değil, asıl sebebi başarının, katı disiplinli, akademik beceri odaklı, rekabetçi, ödev  ve ders yüklü bir sistemden gelmiyor olması.

Tek önemsenen değerin "başarı (test puanları)" olduğu sistemler, çocukların çok yönlü gelişmelerini sağlayacak yaklaşımlardan yoksun, akademik beceri odaklı okul ortamları sunuyor. Hiçbir öğrencinin geride bırakılmadığı, fırsat eşitliğine dayalı bir sistemde, çeşitli alanlarda kendini geliştirebilen, mutlu bireyler yetiştirmekse eğitim; bırakın diğer alanları akademik odaklı olmasına rağmen akademik becerilerin bile geliştirilemediği sisteme ne diyeceğiz?

Peki Finlandiya'da eğitim nasıl farklı?

Finlandiya'daki bir devlet okulunda çalışan 5.sınıf öğretmeni Tim Walker'ın bloğunu okuyorum. Tim bloğunda bir Amerika'lı olarak Finlandiya'da yaşadığı 'sınıf (classroom) şokunu' anlatıyor. Tüm ülkede 7.sınıflar haftada 1 saat teori, 2 saat de uygulamadan oluşan toplam 3 saat ev ekonomisi (home economics) dersi almak zorundalar. 8. ve 9.sınıflar ise bu dersi seçmeli olarak alıyorlar. Tim gibi siz de ev ekonomisinin teorisi mi olurmuş diyorsanız; bu derste bütçe planlama, sofra adabı (masa düzeni), sağlıklı beslenme, eneji tasarrufu sağlama yöntemleri gibi konular öğreniliyor. Uygulamada yemek pişiriyor, mutfak temizliyor, bulaşıkları ve önlükleri yıkıyorlar. Ayrıca Tim'in 5.sınıf öğrencileri haftada 4 saatlerini sanat(art), ağaç işleri(woodwork), tekstil(textiles)'e ayırıyorlarken, matematiğe haftada 3 saat zaman ayırıyorlar. 5. sınıfın haftalık 26 saatinin 13 saati sanat, müzik, beden eğitimi, ağaç işleri, tekstil ve yabancı dile ayrılıyor. Finlandiya'da öğrenciler sadece liseyi bitirdikleri yıl sonunda merkezi sistemle hazırlanan teste tabi tutuluyorlar ve Tim'in mesai arkadaşlarına göre bu test ilkokul ve ortaokul eğitimini etkilemiyor. 

Tüm bunlara baktığımda gördüğüm, ders programlarının akademik derslerin ezici baskısından kurtulmuş olduğu, sisteme standart testlerin hakim olmadığı, dershane mantığından uzak, ilk ve ortaokul seviyesinde günlük yaşam becerilerine çok önem verildiği oldu. Elbette başarının birçok sebebi olabilir fakat Fin'li çocukların okulda başarılı olurken aynı zamanda da mutlu olmaları bu felsefenin sonucu diye düşünüyorum.  

Merak ettim ve bizim 5. sınıflarımızın haftalık ders çizelgelerini inceledim. 5.sınıflar haftada 28 saat zorunlu ders görüyorlar. 28 saatin 4 saati beden eğitimi, müzik ve görsel sanatlardan oluşuyor. Tim'in eklediği şekliyle yabancı dili de eklersek 28 saatin 8 saati bu derslere ayrılmış oluyor. Finlandiya'da 26'da 13; bizde 28'de 8. 5.sınıflar zorunlu ders saatlerinin yanısıra 8 saate kadar da seçmeli ders alabiliyorlar. Zorunlu derslerin üzerine 8 seçmeli ders saatinin tamamı eklenecek olursa 5.sınıflar toplamda haftada 36 saat ders görecekler. Bu da günde 7 saate tekabül edecek.

Finlandiya'da blok ders neredeyse hiç yok, dersler 45dk. ve her ders saati arasında 15 dk. teneffüs var. Tim sınıf öğretmeni olarak haftada 24 saat derse giriyor. Tim derslere tek başına girdiğinden daha çok bir öğretmen arkadaşıyla birlikte giriyor. Bu ikinci öğretmen yardımcı niteliğinde. Aynı şekilde Tim de başka öğretmenlerin derslerine yardımcı öğretmen olarak giriyor ve bu program haftalık ders programlarıyla öğretmenlere bildiriliyor. Ayrıca Finlandiya'da öğretmenler Amerika'daki meslektaşlarına göre daha az derse girip, daha çok serbest zamana sahipler ve bu zamanları meslekdaşlarıyla işbirliği, mesleki gelişimleri, ders planlama vb. için kullanıyorlar. Haftada bir de tüm öğretmenler biraraya gelerek toplantı yapıyorlar. 

Tim'in kıyaslamalarından öyle anlaşılıyor ki Türk eğitim sistemi bazı açılardan Amerikan eğitim sistemine çok benziyor. Örneğin ben de blok derslerin olmamasına, 15dk.lık tenneffüslere, matematik ve resim,beden, müzik gibi derslerin oranına, öğretmenlerin çalışma saatlerine, iki öğretmenin derse girmelerine, eğitimde günlük yaşam becerilerine verdikleri öneme, sadece lise sonda merkezi bir sınava girmelerine en az Tim kadar şaşırdım. Her iki ülke de sanırım rotayı çocukların sadece başarılı olduğu sistemlere değil, başarılı olmak için mutluluklarını ertelemek zorunda olmadıkları sistemlere çevirmeliler.
 


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...